Yeni yapılan sistematik bir incelemeye göre, elma sirkesi ve çemen otu tohumu, tip 2 diyabet için diğer dört popüler bitkisel ilaçla karşılaştırıldığında, açlık kan şekeri ve hemoglobin A1c seviyelerini düşürmede en etkili olanlardır.

Bu araştırmada

Öne Çıkanlar

  • Çeşitli bitkisel ilaçlar tip 2 diyabetli hastalarda insülin duyarlılığını önemli ölçüde arttırmıştır.
  • Bitkisel bileşimler hiçbir yan etki olmaksızın sağlıklı bir glisemik durumun korunmasına yardımcı olur.
  • Bilgisayarlı yöntemler ve klinik araştırma verileri, bitkisel ilaçların tip 2 diyabet için en iyi ilaçlardan biri olduğunu göstermektedir.

İnceleme, elma sirkesi, tarçın, kurkumin, çemen tohumu, zencefil ve safran olmak üzere altı bitkisel ilacın kullanıldığı 3.000’den fazla katılımcının yer aldığı 44 randomize klinik çalışmayı içermektedir.

Elma sirkesi, çemen tohumu, kurkumin (zerdeçal) ve tarçın, klinik çalışmalardaki kontrol gruplarına kıyasla açlık kan şekerinde istatistiksel olarak anlamlı düşüşlerle sonuçlanmıştır. Yazarlar, tüm ilaçlar arasında elma sirkesinin açlık kan şekeri seviyelerini düşürmede en etkili olduğunu bulmuşlardır.

İnceleme ayrıca, elma sirkesi ve çemen otu tohumlarının kontrol gruplarına kıyasla A1c’yi azaltmada istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Yazarlar, bitkisel ilaçların insülin seviyesi veya insülin direnci için homeostatik model değerlendirmesi (HOMA-IR) üzerinde bir fark yaratmadığını bulmuşlardır.

Sonuçlar Diabetes & Metabolic Syndrome’da online olarak yayınlanmıştır. Yazarlar, bu incelemenin tıp uzmanlarının ve tip 2 diyabetli kişilerin farklı bitkisel ilaçların etkinliğini anlamalarına ve bu ilaçları standart bakıma dahil etmeyi düşünmelerine yardımcı olacağını umduklarını söyledi.

Bazı insanlar kurkumin, bazıları zencefil, bazıları elma sirkesi kullanıyor ama hangisinin daha iyi olduğu belli değil” diyen makalenin yazarı ve Deoghar, Hindistan’daki All India Institute of Medical Sciences’ta hemşirelik alanında doçent olan Shiv Mudgal, sözlerini şöyle sürdürdü

“Nasıl çalıştıkları ve birbirleriyle nasıl rekabet ettikleri hakkında bir fikir edinmenin iyi olacağını düşündük,” diyor.

Araştırmacılar, insülin seviyesi ve HOMA-IR’yi ölçülebilir sonuçlar olarak dahil ederek bitkisel ilaçların nasıl çalıştığını anlamak istediler ancak kesin bir sonuç bulamadılar. Bunun yerine, elma sirkesi ve çemen otu tohumlarının kan şekeri ve A1c üzerindeki etkisinin, diğer mekanizmaların yanı sıra mide boşalmasının gecikmesiyle ilgili olabileceği tahmininde bulundular.

Ancak Dr. Kumar, sonuçların dikkatle yorumlanması gerektiğini söyledi.

Elma sirkesinin bulguyu destekleyen 3 klinik çalışması vardı ve çemen otu tohumlarının sonuçları destekleyen 4 çalışması vardı – dahil edilen diğer ilaçlardan daha az. Yazarlar ayrıca, dahil edilen çalışmaların birçoğunda randomizasyon sürecinden ve tahsisat gizleme sürecinden kaynaklanan yanlılık riskleri tespit etmiştir.

Çalışmaların çoğu sadece kısa takip sürelerini içeriyordu, yani tip 2 diyabeti yönetmeye yardımcı olmak için bu bitkisel ilaçları kullanmanın uzun vadeli etkileri belirsizliğini koruyor.

Çalışmaya dahil edilen altı bitkisel ilaç, kullanımlarını destekleyen klinik çalışmaların gücü ve sayısı nedeniyle düzinelerce popüler tamamlayıcı ilaç arasından seçilmiştir.

Araştırmada yer almayan, İngiltere’deki Southampton Üniversitesi’nde genel pratisyenlik alanında klinik öğretim görevlisi olan Merlin Willcox’a göre, incelemeye dahil edilen sınırlı sayı bir dezavantajdır.

Dr. Willcox bir röportajında, “Bu, potansiyel olarak etkili olan şeyleri dışarıda bıraktıkları anlamına geliyor” dedi.

Tip 2 diyabette glisemik kontrol için bitkisel ilaçlara ilişkin bir incelemenin yazarlarından olan Dr. Willcox, bu analizde elma sirkesinin birinci çıkmasına şaşırdığını söyledi.

İncelemesinde, aloe vera yaprağı jeli, psyllium lifi ve çemen otu tohumlarının, 18 bitkisel ilaç arasından, dahil edilen denemelerin kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında A1c’yi azaltmada en etkili olduğu sonucuna varmıştır.

Dr. Mudgal’a göre, bitkisel ilaçlarla ilişkili herhangi bir yan etki görülmemiştir. Bununla birlikte, incelemelerine dahil edilen bitkisel ilaçlara ilişkin kanıtlar da uzun vadeli etkilerini değerlendiren önemli takip dönemlerinden yoksundu.

“Her bir ilaç için kanıtlara bakmanız gerekir; bu sadece hangi bitki olduğu ile ilgili değil, aynı zamanda hangi preparat, hangi doz ile ilgilidir. Tüm bunlar işin içine giriyor,” diyor Dr. Willcox.

İnceleme yazarları tarafından atıfta bulunulan 2014 tarihli bir çalışmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde 3,6 milyon kişi tip 2 diyabeti yönetmek için bitkisel ilaçlar kullanıyor. Bu sayı başka yerlerde çok daha yüksektir: Hindistan ve Suudi Arabistan’daki diyabet hastalarının üçte ikisi semptomları yönetmeye yardımcı olmak için bitkisel ilaçlar kullanırken, Birleşik Krallık’taki diyabet hastalarının yaklaşık yarısı bitkisel ilaçlar kullanmaktadır.

Uzmanlar, geleneksel tedavileri tamamlamak için bitkisel ilaçların kullanılmasıyla ilişkili riskler konusunda uyarıyor.

Yazarlar konuyla ilgili herhangi bir finansal ilişki bildirmemiştir.

Türkiye’de yapılan bir çalışmada ise diabet tedavisinde bitkisel ürün (kullanım oranı %53)olarak en çok zeytin yaprağı kullanılmıştır. Kullanılan diğer bitkisel ürünler ise tarçın yaprağı, kekik suyu, sarımsak, siyah susam, yaban mersini, çemen tohumu, Fransız lavantası ve acı badem olmuştur.

Bu çalışmadan çıkan sonuçlar ise:

*Bitkisel ürün kullanan hastaların BMI ve HbA1c değerleri kullanmayan hastalara göre daha düşüktü.

ELMA SİRKESİ

Sirke diyabet tedavisinde potansiyel faydalara sahip olduğu bulunmuştur. İçerisinde bulunan asetik asit, polifenoller, vitaminler ve mineraller onu diyabet ve diğer hastalıklar için faydalı bir tedavi edici gıda haline getirmektedir. Özellikle elma sirkesinin kan şekeri düzeylerini düşüren anti-hiperglisemik özelliklere sahip olduğu gösterilmiştir Ayrıca diyabetik hastalar için faydalı olabilecek anti-hiperlipidemik etkilere de sahiptir. Ek olarak sirke, tarihsel olarak yaraları tedavi etmek için halk ilacı olarak kullanılmış ve diyabetin biyobelirteçleri üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Daha fazla kanıta ihtiyaç duyulmasına rağmen sirkenin glikoz düşürücü bir madde olarak kullanıldığı çalışmalar yapılmış.. Sirkeli içecekler ve sirke yumuşak kapsülleri diyabet için potansiyel tedaviler olarak geliştirilmiştir . Genel olarak sirke, diyabet için potansiyel bir yardımcı tedavi olarak umut vaat ediyor, ancak etkilerini ve etki mekanizmalarını tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.

İnsüline dirençli kişilerde sirkenin belirgin antiglisemik etkisi dikkate değerdir ve önemli etkileri olabilir. 

Elma sirkesi üzerine yapılan çalışmaların çoğu kan şekerini düşürme potansiyelini incelemiştir. 2018 yılında yapılan bir inceleme hem uzun hem de kısa vadeli etkilerini incelemiş ve çoğu zaman önemli bir farkla olmasa da birçok sonucun sirke kullanan grupların lehine olduğunu tespit etmiştir. Gruplar her iki ana diyabet türüne (tip 1 ve Tip 2) de sahipti.

İnceleme, elma sirkesinin 8-12 hafta sonra HbA1c sonuçlarında önemli bir düşüşe neden olduğunu bildirmektedir. HbA1c seviyeleri, bir kişinin haftalar veya aylar boyunca kan glikoz seviyelerini yansıtır.

Kısa vadeli olarak, elma sirkesi alan gruplar, sirkeyi tükettikten 30 dakika sonra kan şekeri seviyelerinde önemli bir iyileşme görmüştür. Ancak, sirke ve kontrol grupları arasındaki farklar bu zaman diliminden sonra azalmıştır.

Diğer çalışmalar kan şekeri seviyesindeki bu düşüşün arkasındaki mekanizmaları tanımlamaya çalışmıştır. 2015’te yapılan çapraz, randomize bir çalışma, elma sirkesinin vücudun kan şekerini emme şeklini iyileştirebileceğini ve iskelet kasında insülin duyarlılığını artırabileceğini öne sürdü.

Tip 1 diyabet
Elma sirkesinin tip 1 diyabetli kişiler üzerindeki etkileri daha az sayıda spesifik çalışmaya konu olmuştur. Bu konuda yapılan son çalışma 2010 yılında gerçekleşmiş ve 2 yemek kaşığı sirkenin yemeklerden sonra hiperglisemiyi veya yüksek glikoz seviyelerini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir.

Ancak 2007’de yapılan daha eski bir çalışma, elma sirkesinin semptomları daha da kötüleştirebileceğini öne sürmüştür. Midenin boşalma sürecini yavaşlatarak düzenli olarak insülin alan kişilerde glikoz yönetimini etkileyebilir.

Obezite
Elma sirkesi, bazı araştırmacıların obeziteyi azaltmada etkileri olduğunu iddia ettiği asetik asit içerir. Ancak elma sirkesi gibi sirkenin kaynağı, vücut üzerindeki etkisini etkilemektedir.

2017 yılında fareler üzerinde yapılan çalışmasında, bir doz sirke alan farelerde iltihaplanma, vücut ağırlığı ve yağ dağılımında azalma görülmüştür.

Obezite tip 2 diyabet gelişimini tetikleyebilir.

NE ZAMAN ALMALI?

Elma sirkesindeki ana bileşik asetik asittir ve sağlık yararlarının çoğundan sorumlu olduğuna inanılmaktadır. Yatmadan önce 2 yemek kaşığı almak sabah açlık şekeri seviyenizi azaltabilir. Daha da iyisi, yemeklerle birlikte alınan 1-2 yemek kaşığı elma sirkesi, karbonhidrat açısından zengin bir öğünün glisemik yükünü azaltabilir. 

ÇEMEN OTU:

Trigonella foenum-graecum, Batı Asya ve Güneydoğu Avrupa’ya özgü tek yıllık bir bitkidir. Çemen otu, tohumun %50’sini oluşturan saponinler, alkaloidler ve yüksek lif içeriği dahil olmak üzere çeşitli bileşenlere sahiptir. Tohumu geleneksel olarak kabızlığı tedavi etmek, mide boşalmasını yavaşlatmak ve gastrointestinal sistemden glikoz emilimini geciktirmek için kullanılır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar çemen otunun insülin salınım oranını artırdığını göstermektedir.

Çemen otu ile ilgili az sayıda klinik çalışma mevcuttur. Bir çalışmada, insüline bağımlı tip 1 diyabeti olan 10 hasta rastgele olarak günde iki kez 50 g çemen tohumu tozu veya plasebo ve normal tedaviye 10 gün süreyle atanmıştır. Çemen otu diyeti açlık kan glikozunu önemli ölçüde azaltmış ve glikoz tolerans testi sonuçlarını iyileştirmiştir. Serum glikoz seviyesi %29 oranında azalmış ve serum total, LDL ve çok düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol ve trigliserit seviyeleri de önemli ölçüde düşmüştür. Yeni tanı konmuş tip 2 diabetes mellituslu 25 hasta üzerinde yapılan bir başka çalışmada da çemen otu tohumlarının ek kullanımı glisemik kontrolü iyileştirmiş ve insülin direncini azaltmıştır. 25 hasta 2 ay boyunca günde 1 g hidroalkolik çemen otu tohumu ekstresi ya da olağan bakım ve plasebo almak üzere rastgele atanmıştır.

Bu bulguları doğrulamak için daha büyük ve yüksek kaliteli çalışmalara ihtiyaç vardır. Diyabet için önerilen çemen otu dozu, tek doz veya bölünmüş dozlar halinde günde 10 ila 15 g’dır. Yan etkileri arasında hipoglisemi (özellikle hipoglisemik ajanlarla birlikte kullanıldığında), ishal, dispepsi ve yüksek dozlarda şişkinlik yer almaktadır; ayrıca varfarin ile etkileşim için teorik bir risk vardır, bu da kanama riskini beraberinde getirir.

EK BİLGİ

1. Obezite için Olası Bitkisel Bileşikler:

A. Gıda Alımını Azaltan Bileşikler:

Amerikan Ginsengi (Panax quinquefolius): Bu bitki, kan şekeri ve yağ süreçleri üzerinde olumlu etkileri olduğu bilinen ginsenosidler içerir. Fareler üzerinde yapılan çalışmalarda ginsenosid Rb1’in vücut ağırlığını, yağ içeriğini ve kandaki bazı kimyasalları azalttığı bulunmuştur. Ayrıca beyindeki açlık sinyallerini de azalttığı görülmüştür.

Asya Ginsengi (Panax ginseng): Bu bitkideki bazı ginsenositler vücut ısısını kontrol etmeye ve enerjiyi artırmaya yardımcı olabilir. Bir çalışmada, ginseng ekstresi ile tedavi edilen obez fareler daha az yedi, kilo verdi ve daha fazla enerjiye sahip oldu.

Hoodia (Hoodia gordonii): Bu bitki, gıda alımını önemli ölçüde azalttığı gösterilen P57AS3 adlı bir bileşiğe sahiptir. Bu bitkiden elde edilen diğer bileşikler yağ metabolizmasını ve karbonhidrat işlemeyi geliştirerek kilo kaybına yardımcı olabilir.

Yaban mersini (Vaccinium spp.): Antioksidanlar açısından zengin olmasının yanı sıra, yaban mersini tok hissetmenizi sağlayan ve gıda alımını azaltan bileşiklere sahiptir. Fareler üzerinde yapılan çalışmalar, yaban mersini özlerinin vücut ağırlığını ve kan şekeri seviyelerini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir.

B. Enerji Kullanımını Artıran Bileşikler:

Vücudumuz enerjiyi vücut fonksiyonlarını sürdürmek, hareket etmek ve ısı üretmek gibi farklı şekillerde kullanır. BAT adı verilen özel yağ dokuları ısı üretir. Bazı bitkiler bu dokuları daha fazla ısı üretmeleri için uyararak daha fazla kalori yakmalarını sağlayabilir.

Hint Lotusu (Nelumbo nucifera): Geleneksel olarak birçok rahatsızlık için kullanılan bu bitkinin parçaları vücuttaki yağ ve protein süreçlerini etkileyebilir. Vücutta enerji kullanımını ve ısı üretimini artırabilecek bileşikler içerir.

Acı Biber (Capsicum annuum): Acı biberin baharatlı bileşeni olan kapsaisin, vücudun ısı üretimini artırarak daha fazla kalori yakılmasını sağlayabilir. Araştırmalar, kapsaisinin dinlenme halindeki enerji kullanımını artırabileceğini ve özellikle kalori kısıtlı bir diyetle birleştirildiğinde etkili olduğunu göstermektedir.

Lipid Metabolizmasını Düzenleyen Bileşikler

Camellia sinensis (Yeşil Çay)

EGCG adı verilen bir bileşik içerir.
Fareler üzerinde yapılan çalışmalar, EGCG verilenlerin kontrol farelerine kıyasla vücut ağırlığının, yağ yüzdesinin ve viseral (iç) yağın azaldığını ortaya koymuştur.
EGCG ayrıca kan basıncı, kolesterol ve karaciğer sağlığı gibi diğer sağlık parametrelerini de iyileştirmiştir.
Kafein ile kombinasyon halinde, EGCG insanlarda ağırlığı azaltmış ve kilo alımını önlemiştir.
Vaccinium angustifolium (Yaban Mersini)

Sağlığa faydalı bir bileşik olan antosiyanin içerir.
Yaban mersini ile zenginleştirilmiş bir diyet yiyen obez sıçanlar daha iyi yağ metabolizması ve yağ işleme ile ilgili genlerde değişiklikler göstermiştir.
Cinnamomum spp. (Tarçın)

Tarçın özü, yağ metabolizmasını ve direncini geliştirmeye yardımcı olan bir molekül olan PPAR’ı aktive eder.
Fareler üzerinde yapılan çalışmalar, kan şekerini ve diğer sağlık belirteçlerini iyileştirdiğini göstermiştir.
Tarçın vücut kompozisyonu ve metabolik sağlık üzerinde faydalı bir etkiye sahip olabilir.

Karbonhidrat Metabolizmasını Düzenleyen Olası Terapötik Bileşikler
Bu bölümde karbonhidrat sindirimi ve kilo arasındaki ilişkiden bahsedilmektedir.

Bir çalışma, Atkins diyeti (düşük karbonhidrat, yüksek protein, yüksek yağ) uygulayan kişilerin geleneksel diyete (yüksek karbonhidrat, düşük yağ) kıyasla daha fazla kilo verdiğini ortaya koymuştur.
Karbonhidrat sindiriminin azaltılması obezitenin iyileştirilmesine yardımcı olabilir.
Camellia sinensis (Çaylar)

Siyah, yeşil ve dut çayı özleri karbonhidrat emilimini önleyebilir.
İnsanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, bu çayların karbonhidrat emilimini azalttığı bulunmuştur.
Glycine max Merr (Soya fasulyesi)

Soya, obezite ve diyabete karşı faydalı etkilere sahiptir.
Soya ile beslenen sıçanların kan şekeri seviyelerinde ve diğer karaciğer sağlığı belirteçlerinde iyileşme görüldü.

Diyabet için Olası Terapötik Bileşikler
1. Vaccinium spp. (Yaban mersini):

Yaban mersini insülin direncini iyileştirebilir.
Yaban mersini tozu ile beslenen farelerin kan şekeri seviyelerinde düşüş ve yağ dokularında daha az iltihaplanma görülmüştür.
Bazı bulgular, yaban mersininin glikoz ve lipid metabolizmasında rol oynayan PPAR adlı belirli reseptörleri aktive edebileceğini düşündürmektedir.
İnsanlarda yapılan çalışmalar, insülin direncini iyileştirmek için yaban mersini tüketmenin potansiyel faydalarını göstermektedir.
2. Glycyrrhiza glabra (Meyankökü):

Diyabet tedavisinde potansiyeli olan amorfrutinler içerir.
Farelerde yapılan çalışmalar bu ekstraktların kan glikozunu, plazma insülinini ve vücut ağırlığını azalttığını göstermiştir.
Ayrıca PPAR’a bağlanarak insülin duyarlılığında rol oynar.
3. Trigonella foenum-graecum (Çemen otu):

Çemen otu tohumlarının tarihi tıbbi kullanımları vardır ve hayvanlarda kan glikoz seviyelerini düşürdüğüne inanılmaktadır.
Tohumlar, antidiyabetik etkilerine katkıda bulunabilecek çeşitli kimyasallar içerir.
Hindistan’da yapılan klinik çalışmalar, çemen otu tohumlarının kan glikoz seviyelerini düşürebildiğini ve insülin duyarlılığını artırabildiğini göstermiştir.
4. Cinnamomum spp. (Tarçın):

Mutfakta kullanımının yanı sıra tarçının diyabet de dahil olmak üzere tarihi tıbbi uygulamaları vardır.
Çalışmalar, tarçının muhtemelen insülin sinyal yollarını modüle ederek insülinin etkisini artırabileceğini göstermektedir.
Tarçın, belirli proteinlerin ifadesini artırarak insülin aktivitesini artırabilir.
5. Gymnema sylvestre:

Bu Hint bitkisi, antidiyabetik özellikleriyle uzun süredir devam eden bir üne sahiptir.
Bitkiden elde edilen ekstraktlar, insülin ihtiyacının azaltılması ve kan şekeri kontrolünün iyileştirilmesi de dahil olmak üzere diyabet için çeşitli faydalar göstermektedir.
Bazı klinik çalışmalar, Gymnema kullanan Tip 2 Diyabet hastaları arasında açlık kan glikozunda önemli düşüşler olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, Gymnema ve Tip 1 Diyabet üzerindeki etkisi üzerine yapılan araştırmalar sınırlıdır.
Anahtar Çıkarımlar:
Yaban mersini, meyan kökü, çemen otu, tarçın ve Gymnema sylvestre gibi çeşitli bitkisel tedaviler diyabet tedavisinde umut vaat etmektedir. Bu bitkiler insülin sinyal yollarını modüle ederek, insülin aktivitesini artırarak veya diğer mekanizmalarla çalışabilir. Bazı sonuçlar umut verici olsa da, etkinliklerini ve güvenliklerini tam olarak doğrulamak için daha kapsamlı klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.

KAYNAKLAR:

https://www.mdpi.com/1420-3049/27/5/1713