Sarımsak, Türk mutfağında bir çok yemekte kullanılan ortak bir besindir. Genellikle yemeğinize lezzet katmaya yardım eder, ancak aynı zamanda daha iyi kalp sağlığı ile de bağlantılıdır. 

İnsanlar binlerce yıldır sarımsağı doğal bir tedavi/hastalıkları önleme aracı olarak kullandılar. C vitamini, B6 vitamini, selenyum ve manganez minerali açısından zengindir. Çiğ, pişmiş, yıllanmış veya takviye olarak tüketilebilir.

Peki sarımsağın kalbiniz için anlamı nedir? Bilimsel araştırmalarla bu yazıda bunu ortaya koyalım.

Hipertansiyon olarak da bilinen yüksek tansiyon, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kalp krizlerinin ve felçlerin ana nedenidir. Bu nedenle kan basıncını yönetmek, sağlıklı bir kalbi korumanın önemli bir parçasıdır.

Sarımsaktaki önemli bir bileşik, kükürt içeren ve sarımsağa kendine özgü kokusunu ve rengini veren allisindir. Bazı araştırmalar, sarımsakta bulunan allisin ve diğer doğal maddelerin anti-inflamatuar etkilere sahip olduğuna ve kolesterol seviyelerini ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Bu etkilerinin dışında sarımsaktaki bileşikler; enfeksiyonlara karşı geniş bir yararlı etki yelpazesinin yanı sıra kalp koruyucu, antialerjik, bağışıklığı düzenleyen fonksiyonu ve antikanserojenik aktivite sergilerler.

Burada şunu dda söyleyelim; Sarımsak bileşiklerinin varlığı ve gücü, sarımsağın hazırlama yöntemine göre değişir. Buna da yazının sonunda değineceğiz.

Ama şimdi kalple ilgili etkisine bakalım;

Yüksek tansiyon ve sarımsağı araştıran  17 çalışmanın gözden geçirilmesi, sarımsağın kan basıncını etkili bir şekilde düşürdüğünü buldu.

Çoğu çalışmaların çoğunda sarımsak tozu kullanılırken bazılarında sarımsak özleri veya sarımsak yağı kullanıldı.

Bazı araştırmalar, yıllanmış sarımsağın , kalp hastalığına yol açabilen atardamarların  sertleşme sürecini yavaşlatmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir.

Sarımsağın bekletilmesi, çiğ sarımsakta bulunan allisin gibi sert, kararsız ve tahriş edici bileşikleri stabil, benzersiz ve faydalı bileşiklere dönüştürür. Bu nedenle, bekletilmiş sarımsağın işlenme yöntemi, antioksidan aktivitelerini etkileyebilir.

Yıllanmış sarımsak, sarımsak dilimlerinin 20 aya kadar alkolde bekletilmesiyle üretilir. Scientific Reports dergisinde yazan araştırmacılar, sarımsağı bu şekilde işlemenin taze sarımsak özüyle karşılaştırıldığında daha güçlü antioksidanlar ürettiğini gösterdi. 

Benzer şekilde, başka bir çalışma , 1 yıl boyunca her gün yıllanmış sarımsak ekstresi almanın, orta ila yüksek kalp hastalığı riski olan çalışma katılımcılarında koroner arter sertleşmesinin ilerlemesini yavaşlattığını gösterdi. 

Başka bir çalışmada, 600-1.500 mg yaşlı sarımsak ekstresi, 24 haftalık bir süre boyunca kan basıncını düşürmede Atenolol ilacı kadar etkiliydi (Araştırma)

Kan basıncını düşürmesinin yanısıra sarımsak kolesterol düşürücü etkisiyle de kalp sağlığına faydalıdır.

Sarımsak hem total kolesterolü ve LDL (kötü) kolesterolü düşürebilir .

Yüksek kolesterolü olanlar için, sarımsak takviyelerinin toplam ve LDL kolesterolü yaklaşık %10-15 oranında azalttığı görülmektedir.Araştırma

Özellikle LDL (kötü) ve HDL (iyi) kolesterole bakıldığında, sarımsağın LDL’yi düşürdüğü ancak HDL üzerinde güvenilir bir etkisinin olmadığı görülüyor.

Yüksek trigliserit seviyeleri, kalp hastalığı için bilinen başka bir risk faktörüdür, ancak sarımsağın trigliserit seviyeleri üzerinde önemli bir etkisi olmadığı görülmektedir.Araştırma

Birkaç çalışma, sarımsağın trombositleri (kanın pıhtılaşmasında rol oynayan hücreler) bir araya toplanıp arter duvarlarında birikme olasılığını azalttığını göstermektedir; bu da, sarımsağın pıhtılaşma önleyici gibi davrandığı ve böylece kalp krizi riskini azalttığı anlamına gelir .

Kısacası, kalbinizin sarımsaktan fayda görebileceğine dair kanıtlar var, ancak bunun nasıl işe yarayabileceğini ve ne kadar güvenli olduğunu araştırmak için daha fazla deneme yapılması gerektiğini unutmayın. İlaçlarınızda herhangi bir değişiklik yapmayı düşünmeden önce, bunu doktorunuzla görüşün. 

Sarımsak nasıl tüketilmeli?

Bir yemeğe taze sarımsak eklemek söz konusu olduğunda, onu hazırlama şeklinizin önemli olduğuna dair bazı kanıtlar vardır. 

Bir çalışma , bir diş sarımsağın ezilmesinden sonra oluşan farklı sülfür aralığının saatlerce artmaya devam ettiğini buldu. 

Araştırmacılar sarımsağınızı bir yemeğe eklemeden önce ezmenizi ve bir süre kapalı bir kapta tutmanızı önermektedir.

Aynı çalışma, sarımsağı ısıtmanın sülfit oluşumunu azalttığını buldu, yani yararlı etkisi azalıyor. 

Toz sarımsak, sarımsak özleri veya sarımsak yağı gibi başka sarımsak türleri de mevcuttur. 

Sarımsak ayrıca kan sulandırıcılar da dahil olmak üzere bazı ilaçlarla etkileşime girebilir. İlaç kullanıyorsanız, sarımsak ve sarımsak takviyelerini denemeden önce doktorunuzla mutlaka konuşun.

Sarımsağın diğer sağlık yararları:

Soğuk algınlığını daha kısa sürede atlatmanızı sağlar:

12 haftalık büyük bir çalışma, günlük sarımsak takviyesinin soğuk algınlığı sayısını plaseboya kıyasla %63 oranında azalttığını buldu (Araştırma). Soğuk algınlığı semptomlarının ortalama uzunluğu da plasebo grubunda 5 günden sarımsak grubunda sadece 1,5 güne kadar %70 oranında azaldı.

Alzheimer ve bunama riskini azaltır:

Antioksidan özelliklerin yanı sıra kolesterol ve kan basıncını düşürme üzerindeki birleşik etkileri, Alzheimer hastalığı ve bunama gibi yaygın beyin rahatsızlıklarının riskini azaltabilir.Araştırma1, Araştırma2

Atletik performansı artırır:

Antik Yunanistan’da sarımsak Olimpiyat sporcularına verilirdi. Küçük bir çalışmada, 6 hafta boyunca sarımsak yağı alan kalp hastalığı olan kişilerde en yüksek kalp atış hızında %12 azalma ve daha iyi egzersiz kapasitesi görüldü Araştırma

Antikanser özelliği:

55 ila 69 yaşları arasındaki 40.000’den fazla kadını içeren Iowa Kadın Sağlığı Araştırması, sarımsak tüketiminin kolon kanseri gelişme riskini azaltabileceğini buldu.

Yine 125.000 kişiyle yapılan 30 yıllık bir araştırma, sarımsak tüketiminin mide kanseri riskinde azalma ile ilişkili olduğunu buldu. Bu çalışmada, haftada 5 veya daha fazla sarımsak tüketen katılımcılar en büyük azalmayı yaşarken, haftada birden az tüketenlerde mide kanseri riski en yüksek olan gruptu.