sinerjik-vitamin-mineral

Migren hastalarında en sık görülen üç vitamin eksikliği aşağıdaki gibidir:

  1. D Vitamini: Birçok çalışma, D vitamini eksikliği ile migren arasındaki ilişkiyi tutarlı bir şekilde vurgulamıştır. Çalışmalar, migren hastalarının sağlıklı kontrollere kıyasla genellikle daha düşük D vitamini seviyelerine sahip olduğunu ve D vitamini eksikliğinin daha yüksek migren atak sıklığı ve şiddeti ile ilişkili olduğunu göstermiştir (Mottaghi ve ark., 2015), ( Rapisarda ve ark., 2018), (Cho ve ark., 2018).
  2. B2 Vitamini (Riboflavin): Bu vitaminin migren profilaksisindeki, özellikle de migren ataklarının sıklığını azaltmadaki rolü araştırılmıştır. Riboflavinin, migren patogenezinde bir faktör olan mitokondriyal disfonksiyonu etkilediğine inanılmaktadır, bu da onu migren önleme ve yönetiminde önemli bir besin haline getirmektedir (Shaik ve Gan, 2015).
  3. Magnezyum: Magnezyum eksikliği migren hastaları arasında nispeten yaygındır. Araştırmalar, migren yaşayan bireylerin ataklar sırasında genellikle daha düşük serum magnezyum seviyelerine sahip olduğunu göstermektedir. Belirli bir çalışma, migren hastalarının sıklıkla magnezyum eksikliği gösterdiğini vurgulamış ve magnezyum takviyesinin migren ataklarının sıklığını plaseboya kıyasla önemli bir oranda azaltmadaki etkinliğini destekleyen bulgular ortaya koymuştur. https://www.mdpi.com/2072-6643/12/9/2660

Sonuç olarak, D, B2 ve B6 vitamini eksiklikleri migrenden muzdarip bireyler arasında nispeten yaygındır ve bu eksikliklerin giderilmesi migren sıklığını ve şiddetini yönetmeye ve azaltmaya yardımcı olabilir.

B2 vitamini (riboflavin) ve migren arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar, B2 vitamini takviyesinin migren ataklarının sıklığını, süresini ve şiddetini azaltmada etkili olabileceğini göstermektedir. İşte çalışmalardan elde edilen bazı önemli bulgular:

  1. B2 Vitamininin Profilaktik Rolü: B2 vitamini migren semptomlarını önlemek için güvenli ve iyi tolere edilen bir seçenek olarak kabul edilir. Çalışmalar riboflavinin ciddi yan etkilere neden olmadan migren ataklarının sıklığını ve süresini azaltmada olumlu bir rol oynayabileceğini göstermiştir (Namazi, Heshmati, & Tarighat-Esfanjani, 2015).
  2. Sistematik İnceleme ve Meta-analiz: Sistematik bir inceleme ve meta-analiz, riboflavin takviyesinin migren günlerini, süresini, sıklığını ve ağrı skorlarını önemli ölçüde azalttığı sonucuna varmıştır. B2 vitamini alan hastaların yaklaşık %60’ının migren sıklığında en az %50 azalma yaşadığını tespit edildi. Spesifik olarak, üç ay boyunca 400 mg/gün B2 Vitamini uygulaması önemli bir etki göstermiştir (Chen ve ark., 2021).
  3. Standart Tedavilerle Karşılaştırma: Riboflavini, migren için yaygın bir farmasötik tedavi olan sodyum valproat ile karşılaştıran çalışmalar, her iki tedavinin de migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmada benzer şekilde etkili olduğunu bulmuştur. Bununla birlikte, riboflavin daha az yan etki göstererek bazı hastalar için tercih edilebilir bir seçenek haline gelmiştir (Rahimdel ve ark., 2015).
  4. Ek Faydalar: Riboflavin, dokunsal allodiniyi diğer bazı tedaviler kadar etkili bir şekilde etkilemiyor gibi görünse de, inflamasyon ve hiperaljezide azalma da dahil olmak üzere migren yönetiminde potansiyel ek faydalarla da bağlantılıdır (Granados-Soto ve ark., 2004).

Bu bulgular, riboflavinin migren profilaksisi için, özellikle de minimum yan etkiye sahip tedaviler arayan bireyler için etkili bir seçenek olabileceğini göstermektedir. Farklı popülasyonlarda etkinliğini tam olarak ortaya koymak için daha fazla araştırmaya, özellikle de büyük ölçekli randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.