Metabolik disfonksiyonla ilişkili steatotik karaciğer hastalığı (MASLD) ile mücadelede önemli bir adım atan araştırmacılar, umut verici yeni bir ilaç adayı olan 11c bileşiğini açıkladı. Gwangju Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nden (GIST) Profesör Jin Hee Ahn’ın rehberliğinde geliştirilen bu yeni periferik 5HT2A antagonisti, MASLD’nin yarattığı ve metabolik disfonksiyonla ilişkili steatohepatite (MASH) ilerleyen halk sağlığı krizinin ele alınmasında çok önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor.

Nature Communications’da yayınlanan bu araştırma, 11c bileşiğini yağ birikimi, enflamasyon ve potansiyel fibrozis ile işaretlenen karaciğer hastalıkları için terapötik yeniliklerde bir öncü olarak tanıtmaktadır. Çalışmanın ilk yazarı ve GIST Tıbbi Kimya Laboratuvarı’nda kıdemli bir araştırmacı olan Dr. Haushabhau Shivaji Pagire, bileşiğin enflamatuar ve fibrozis belirteçlerindeki dikkate değer azalmanın, güçlü anti-enflamatuar ve antifibrotik etkilerini gösterdiğini vurguladı.

Titiz ilaç kütüphanesi taramasıyla belirlenen ve moleküler yerleştirme teknikleriyle rafine edilen Desloratadine’den 11c bileşiğinin geliştirilmesi, araştırma ekibinin MASH için etkili tedavileri ortaya çıkarmaya olan bağlılığını göstermektedir. Ahn, “Bileşik 11c’nin umut verici terapötik profili, hepatosit ve plazma stabilitesi, minimal sitotoksisite ve düşük sitokrom P450 inhibisyonu dahil olmak üzere mükemmel güvenlik özellikleriyle birleştiğinde, MASH tedavisini ilerletmek için cazip bir aday olarak işaret ediyor” dedi.

60’ın üzerinde oral biyoyararlanıma sahip olan 11c bileşiği, MASH tedavisinde önemli bir sıçrama vaat etmekle kalmıyor, aynı zamanda karaciğer hastalıklarının yönetiminde oral yoldan uygulanan tedavilere duyulan acil ihtiyaçla da uyum sağlıyor. Obeziteyle ilişkili MASH karaciğer naklinin üçüncü önde gelen nedeni haline gelirken – yakında hepatit C’yi geçmesi bekleniyor – bileşik 11c’nin terapötik arenaya girişi karaciğer hastalığı yönetiminde devrim yaratabilir.

Araştırma ekibinin 11c bileşiği üzerinde yürüttüğü başarılı preklinik çalışma, yaklaşan Faz I klinik deney için zemin hazırlıyor. Bu kritik dönüm noktası, bileşiğin insanlardaki performansı hakkında değerli bilgiler sağlayacak ve metabolik bozuklukların tedavi sürecini potansiyel olarak değiştirecektir. Bu denemeleri çevreleyen beklenti, daha geniş tıp camiasının karaciğer hastalıklarının tedavisi ve yönetiminde bir paradigma değişikliği umudunu yansıtmakta ve MASLD ve MASH ile mücadele için terapötik yaklaşımlarda yeni bir çağın sinyalini vermektedir.