Zaman kısıtlamalı beslenme, tip 2 diyabet riski taşıyan yetişkinlerde kan şekeri kontrolünü iyileştiriyor. Bu yöntem, yemek zamanına bağlı kalmaksızın etkili olabilir.
Zaman Kısıtlamalı Beslenme Kan Şekerini Kontrol Etmede Etkili mi?
Yeni bir araştırmaya göre, yemek yeme süresini günde sekiz saatle sınırlamak, tip 2 diyabet riski taşıyan yetişkinlerde kan şekeri kontrolünü önemli ölçüde iyileştiriyor. Bu beslenme şeklinin kan şekeri seviyelerini dengelediği ve dalgalanmaları azalttığı gösterilmiştir. İlginç bir şekilde, yemek saatlerinin sabah veya akşam olmasının kan şekeri kontrolü üzerinde ek bir avantaj sağlamadığı ortaya çıktı.
Zaman Kısıtlamalı Beslenmenin Faydaları
Manchester Metropolitan Üniversitesi’nden Dr. Kelly Bowden Davies’in liderliğindeki araştırmaya göre, yemek yeme süresini günde sekiz saatle sınırlamak, kan şekeri seviyelerinin normal aralıkta kalma süresini artırıyor ve kan şekeri dalgalanmalarını azaltıyor. Ancak, bu sekiz saatlik dilimi günün erken saatlerinde mi yoksa geç saatlerinde mi uygulamanın ek bir avantajı olmadığı belirtildi.
Araştırma, yemek yeme süresinin kısıtlanmasının sadece üç gün içinde bile fayda sağladığını vurguluyor. Bu bulgular, zaman kısıtlamalı beslenmenin faydalarının enerji alımı değişikliklerinden değil, 16 saatlik oruç döneminden kaynaklandığını öne sürüyor. Bu nedenle, günün hangi saatinde beslendiğinizden çok, ne kadar süreyle yemeği bıraktığınız daha önemli olabilir.
Tip 2 Diyabet Riski Taşıyanlar İçin Önemli Bir Strateji
Zaman kısıtlamalı beslenme (TRE), bireylerin ne yedikleri yerine ne zaman yedikleri üzerine odaklanan bir yöntemdir. Bu yöntem, tip 2 diyabet riski taşıyan kişilerde insülin duyarlılığını artırabilir ve ortalama kan şekeri seviyelerini dengeleyebilir. Özellikle, 2021 yılında yapılan bazı araştırmalar, bu beslenme yönteminin, HbA1c (haftalar ve aylar boyunca ortalama kan şekeri seviyesini ölçen bir test) üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir.
Ancak bu araştırma, kan şekeri seviyelerindeki dalgalanmaların (glisemik değişkenlik) TRE ile nasıl etkilendiği üzerine daha derinlemesine bilgi sunmaktadır. Önceki çalışmalar, TRE’nin olumlu etkilerini genellikle enerji alımının azalmasına bağlamıştı. Ancak bu çalışma, enerji alımı dengelenmişken yemek zamanlamasındaki değişikliklerin etkisini inceledi.
Araştırma Detayları
Araştırmacılar, cinsiyet, yaş, kilo, boy ve fiziksel aktivite seviyelerini dikkate alarak, her bir katılımcının enerji ihtiyacına uygun diyetler sağladı. Erken zaman kısıtlamalı beslenme (ETRE) ve geç zaman kısıtlamalı beslenme (LTRE) olmak üzere iki farklı yeme planı karşılaştırıldı. ETRE, sabah 8:00 ile öğleden sonra 16:00 saatleri arasında yemek yemeği içerirken, LTRE, öğlen 12:00 ile akşam 20:00 saatleri arasında yemek yemeyi içeriyordu. Her iki durumda da katılımcılar, enerji dengesi sağlanmış bir diyeti takip etti.
Toplam 15 hareketsiz yaşam tarzına sahip birey (9 kadın, 6 erkek; ortalama yaş 52) üç gün boyunca bu iki farklı beslenme planını uyguladı. Sürekli glukoz takibi ile kan şekerinin normal aralıkta kaldığı süre ve glisemik değişkenlik ölçüldü. Araştırmacılar, 14 saatten fazla süren serbest beslenme alışkanlıklarıyla zaman kısıtlamalı beslenme dönemlerini karşılaştırdı.
Sonuçlar Ne Gösteriyor?
Sonuçlar, serbest beslenme alışkanlıklarına kıyasla, zaman kısıtlamalı beslenmenin kan şekerini normal aralıkta tutma süresini %3,3 oranında artırdığını gösterdi. Ayrıca, glisemik değişkenlik belirteçleri olan ortalama mutlak glukoz (MAG), değişkenlik katsayısı (CV) ve glukoz dalgalanmalarının ortalama genliği (MAGE) azaldı.
Öte yandan, ETRE ve LTRE arasında kan şekeri kontrolü açısından anlamlı bir fark bulunmadı. Yani, sabah erken saatlerde yemek yemenin, öğleden sonra yemek yemeye göre bir avantajı olmadığı tespit edildi.
Zaman Kısıtlamalı Beslenmenin Pratik Yararları
Zaman kısıtlamalı beslenme, kalori saymanın zor olduğu durumlarda kan şekeri kontrolünü iyileştirmek için basit bir strateji sunabilir. Bu yöntemin uzun vadeli ve daha geniş çaplı çalışmalarda incelenmesi gerekse de, tip 2 diyabet riski taşıyan kişiler için umut verici bir çözüm olabilir. Uzun süreli oruç tutmak, vücuda dinlenme fırsatı verirken, yemek zamanlarını sınırlamak, glisemik kontrolü sağlamak adına kolay uygulanabilir bir yöntem sunuyor.
Ayrıca, zaman kısıtlamalı beslenme, yemek zamanlarını izleyerek kan şekeri seviyelerini yönetmek isteyen kişiler için sürdürülebilir bir strateji olabilir. Özellikle tip 2 diyabet riski taşıyan bireyler, bu yöntemi dengeleyici bir diyetle birleştirerek uzun vadeli faydalar elde edebilirler.
Öne Çıkan Önemli Bulgular
- Kan Şekerini Düzenler: Zaman kısıtlamalı beslenme, kan şekerini normal aralıkta tutma süresini artırır.
- Dalgalanmaları Azaltır: Glisemik değişkenlik belirteçlerini (MAG, CV, MAGE) düşürür.
- Yemek Zamanı Önemli Değil: Erken veya geç yemek yemek arasında fark yoktur; asıl önemli olan, oruç süresidir.
- Üç Günde Etkili: Bu beslenme yöntemi, kısa sürede fayda sağlar.
- Sürdürülebilir Bir Strateji: Kalori saymaktan ziyade yemek zamanlarını izlemek, kan şekeri kontrolü için daha basit olabilir.
Pratikte İnsanlara Faydası
Zaman kısıtlamalı beslenme, tip 2 diyabet riski taşıyan kişiler için etkili bir kan şekeri kontrol yöntemi olabilir. Kalori hesaplamaktan zorlanan bireyler, bu yöntemi uygulayarak daha kolay bir şekilde kan şekeri seviyelerini dengeleyebilirler. Üstelik, yemek saatlerini esnek bir şekilde ayarlayarak, uzun vadede sürdürülebilir bir alışkanlık oluşturabilirler.