Türk futboluna yıllarını vermiş teknik direktör Bülent Uygun’un kızı olan Almina Tude Uygun, hayatı boyunca ciddi bir sağlık mücadelesi verdi.
Kamuoyunda sık görünmese de, ailesinin tanınırlığı nedeniyle zaman zaman gündeme gelen Almina’nın hayat hikâyesi, genç yaşta başlayan kronik bir hastalığın ve onun beraberinde getirdiği zorlu süreçlerin acı bir örneğidir.
Henüz 12 Yaşında Başlayan Bir Mücadele: Tip 2 Diyabet
Almina’ya çok küçük yaşta, henüz 12 yaşındayken Tip 2 diyabet tanısı kondu.
Bu, normalde erişkin yaşlarda görmeye alışık olduğumuz bir hastalığın, çocukluk çağında başlaması anlamına geliyordu.
Erken yaşta başlayan diyabet, yıllar içinde özellikle damarlar, kalp, böbrekler ve sinir sisteminde kalıcı hasarlara yol açabiliyor.
Kan şekeri düzeylerinin zaman zaman kontrol edilememesi, Almina’nın hayatı boyunca şeker koması gibi hayati risk taşıyan krizler yaşamasına neden oldu.
Hastalığın İlerlemesi ve SADI-S Ameliyatı
Almina Tude Uygun, diyabetin ilerlemesi ve buna bağlı gelişen sağlık sorunları nedeniyle zaman içinde farklı tedavi yöntemlerine yöneldi.
Bu kapsamda, 2024 yılında, ciddi bir metabolik cerrahi girişimi olan SADI-S ameliyatı geçirdi.
SADI-S Ameliyatı Nedir?
SADI-S (Single Anastomosis Duodeno-Ileal Bypass with Sleeve Gastrectomy), hem mide hacmini küçülten hem de ince bağırsakta emilimi azaltarak kilo kaybını ve metabolik düzelmeyi sağlayan bir ameliyattır.
Bu yöntem sayesinde hastalar hem daha az yemek yer hem de aldıkları gıdanın bir kısmı emilmeden vücuttan atılır.
Özellikle ileri obezite ve Tip 2 diyabet hastalarında metabolik kontrolü sağlamak için etkili bir yöntemdir.
Ancak bu ameliyat sonrası, vücudun vitamin, mineral ve protein dengesi ciddi şekilde etkilenebilir.
Bu da iyileşme sürecini zorlaştırabilir ve bağışıklık sistemini zayıflatabilir.
Ameliyat Sonrası Zorlu Süreç
Almina, ameliyat sonrası dönemde sağlık açısından ciddi zorluklar yaşadı.
- Diyabetin vücudunda yıllar süren tahribatı,
- Ameliyat sonrası gelişen metabolik dengesizlikler,
- Ve üst üste geçirilen ameliyatlar,
vücudunun toparlanmasını çok zorlaştırdı.
Ameliyat sonrası yaşanan yoğun bakım süreci ise, diyabet ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi riskler nedeniyle daha da komplike hale geldi.
Bu süreçte vücudu, arka arkaya gelen krizlerle baş edemez hale geldi.
Ne Yazık ki Acı Son
25 Nisan 2025 tarihinde, tüm bu sağlık sorunlarının birleşik etkisiyle Almina Tude Uygun hayatını kaybetti.
Muhtemelen, uzun yıllar süren diyabetik hasar, metabolik cerrahi sonrası gelişen komplikasyonlar ve çoklu organ sisteminin zayıflaması bir araya gelerek trajik bir şekilde sonlanmış oldu.
Bilimsel Olarak Baktığımızda
Bir doktor olarak değerlendirdiğimizde, şu noktaların altını çizmek gerekir:
- Çocuklukta başlayan Tip 2 diyabet, ilerleyen yaşlarda çoklu organ yetmezliği riskini artırır.
- SADI-S gibi metabolik cerrahiler, metabolik kontrolü iyileştirir ama doğru beslenme, vitamin-mineral takviyesi ve yakın takip gerektirir.
- Yoğun bakımda uzun süre kalmak, özellikle diyabetik hastalarda enfeksiyon ve organ yetmezliği riskini ciddi şekilde artırır.
Bu tür ağır sağlık tablolarında, vücudun yorgunluk eşiği aşıldığında ne yazık ki iyileşme şansı azalabiliyor.
Son Söz
Almina Tude Uygun’un hayatı, erken yaşta başlayan diyabetin ve kronik hastalıklarla mücadelenin ne kadar zorlu olabileceğini hepimize hatırlatıyor.
Aynı zamanda metabolik cerrahilerin, özellikle diyabet gibi kronik hastalık zemininde yapıldığında, ne kadar dikkatli ve ömür boyu takip gerektiren işlemler olduğunu da gösteriyor.
Onun mücadelesi, genç yaşta sağlık sorunlarıyla savaşan herkese bir saygı duruşu niteliğindedir.