Belirtiler kişiden kişiye değişebilir, ama bazı duygular ve alışkanlıklar dikkat çekicidir.
Otizm genellikle çocuklukta teşhis edilen bir nöro-gelişimsel farklılıktır. Ancak son yıllarda, birçok yetişkinin bu tanıyı yıllar sonra alması, dikkatleri yetişkinlikte otizm belirtilerine çekti. Özellikle kadınlar ve maskülen olmayan bireyler, otizmi toplum beklentilerine uyum sağlayarak “maskeleyebildikleri” için uzun süre tanı almadan yaşayabiliyor.
Bu yazıda, klinik psikologlar ve alanında uzman terapistlerin katkılarıyla belirlenen, yetişkinlerde en sık rastlanan 9 otizm belirtisini inceliyoruz.
1. Kendini “Farklı” Hissetmek
Otistik yetişkinlerin büyük bir kısmı, hayatları boyunca diğerlerinden “farklı” olduklarını hisseder. Bu farklılık, zaman zaman ortaya çıkan sosyal yabancılık hissinden çok daha derin ve süreklidir. Bazıları bunu “dünyaya yanlış yerden düşmüş gibi hissetmek” şeklinde tarif eder.
Bu his, yalnızca sosyal ortamlarda değil, bireyin kendi iç dünyasında da sürekli bir yabancılık duygusuyla kendini gösterir. Zamanla bu farkındalık, bir tanı konulmadan bile bireyin kendi üzerine düşünmesine yol açabilir.
2. Sosyal İpuçlarını Anlamada Zorluk
Göz teması ne kadar sürmeli? Karşı tarafın sıkıldığını nasıl anlarım? Ne zaman gülmeliyim?
Bu tür sosyal kuralları içgüdüsel olarak değil, bilinçli bir şekilde ezberleyerek öğrenen birçok otistik yetişkin var. Bu da sosyal etkileşimlerin yorucu hale gelmesine neden olabiliyor. Güleryüzlü olmak, empati kurmak gibi davranışlar sergilense de bunlar genellikle doğal bir refleks değil, öğrenilmiş davranışlardır.
3. Karmaşık Sosyal ve Romantik İlişkiler
Otistik bireyler, çoğu zaman arkadaşlık ya da romantik ilişkilerinde karmaşık dinamikler yaşar. Aniden biten ilişkiler, anlam verilemeyen soğukluklar ya da karşı tarafın hislerine karşı duyarsız görünmek gibi durumlarla karşılaşılabilir.
Bu ilişkilerde yaşanan zorluklar, karşı tarafın beklentilerini fark edememekten ya da toplumsal normlara göre “yanlış” davranmaktan kaynaklanır. Çoğu zaman otistik birey, neden bu kadar zorlandığını fark edemez, sadece tekrar eden başarısız ilişkiler yaşadığını gözlemler.
4. Duyusal Hassasiyetler
Bazı sesler, dokular, ışıklar veya kokular aşırı rahatsız edici olabilir. Örneğin; bir otistik birey için floresan lambaların sesi, başkalarının fark etmediği kadar yorucu olabilir. Ya da kalabalık bir market ortamı, sinir bozucu hale gelebilir.
Bu duyusal hassasiyetler herkes için aynı değildir. Kimi bireyler sese aşırı duyarlıyken, kimileri dokunmaya ya da ışığa karşı aşırı tepkili olabilir. Bu da günlük yaşamı etkileyebilir: alışverişe çıkmak, toplu taşımaya binmek, yüksek sesli bir ortamda çalışmak gibi.
5. Rutinlere Bağlılık
Otistik bireyler genellikle rutinlerde kendilerini güvende hisseder. Sabah hep aynı kupayla kahve içmek, belirli bir saatte dışarı çıkmak ya da haftalık planlarda küçük bir değişiklik bile kaygı yaratabilir.
Bu rutinler dışarıdan “katı” görünmese de, kişinin içsel dünyasında bir denge unsurudur. Aynı zamanda stres anlarında tekrarlayan hareketler (el sallama, ayak sallama, yüz okşama vb.) — yani stimming — rahatlatıcı bir işlev görebilir.
6. Yalnız Kalma İhtiyacı
Sosyal etkileşimler sonrası yalnız kalma ihtiyacı, otizmin önemli göstergelerindendir. Bu, utangaçlık ya da asosyal olma hali değil, zihinsel bir “yeniden şarj” sürecidir. Bir arkadaş toplantısı ya da iş toplantısı sonrası gelen yorgunluk hissi, çoğu zaman maskelenen davranışların sonucudur.
“Maskelenme” kavramı, bireyin toplum beklentilerine uyum sağlamak adına içsel doğasından farklı davranışlar sergilemesi anlamına gelir. Bu süreç oldukça yorucu olabilir ve kişi kendini saatlerce karanlık bir odada yalnız kalarak toparlamaya çalışabilir.
7. Derin ve Odaklı İlgi Alanları
Otistik bireyler, belirli konulara karşı yoğun ve uzun süreli ilgi gösterebilir. Bu bir televizyon dizisi, tarihi bir dönem, bir bilim kurgu evreni, trenler ya da belirli bir yazılım dili olabilir. Bu ilgiler sadece bir hobi değil, aynı zamanda bir rahatlama ve dünyayı anlama aracıdır.
Örneğin; biri sürekli film repliklerinden konuşabilir ya da her sohbeti sevdiği konuyla ilişkilendirebilir. Bu ilgi alanı zamanla mesleğe bile dönüşebilir.
8. Küçük Konuşmalardan Kaçınma
Otistik bireyler genellikle small talk — yani havadan sudan sohbet — yapmaktan hoşlanmaz. Tanımadıkları biriyle hava durumundan ya da trafikten bahsetmek yerine, derin ve anlamlı konulara geçmek isterler.
Bu durum zamanla kariyer tercihlerine de yansıyabilir. Kimi insanlar, insan etkileşiminin yoğun olduğu işlerden kaçınırken, daha izole ve analitik çalışma alanlarını tercih edebilir.
9. Doğrudan ve Açık İletişim Tercihi
Otistik bireyler, net, dürüst ve doğrudan iletişimi tercih eder. Dolaylı anlatımlar, mecazlar ya da imalar yerine ne düşünüyorsa onu söylemek onlar için daha kolay ve anlamlıdır.
Bu yüzden “dobra” olarak tanımlanabilirler. Ancak bu açık sözlülük bazen yanlış anlaşılabilir. Yine de, çoğu otistik birey için dürüstlük, ilişkilerde güvenin temelidir.
Tanı Almak Bir Aydınlanma Olabilir
Eğer bu belirtilerden birçoğu sizde varsa, sosyal medyada #actuallyautistic etiketiyle paylaşılan içerikler size rehberlik edebilir. Ayrıca embrace-autism.com gibi sitelerde ücretsiz tarama testleri yer alıyor. Bunlar kesin tanı koymasa da bir fikir verebilir.
Unutmayın: Tanı almak bir “etiket” değil, bir açıklamadır. Kendi geçmişinizi, alışkanlıklarınızı, hatta zorluklarınızı daha iyi anlamanızı sağlar. Aynı zamanda, kendinizi daha şefkatli bir şekilde kabullenmenin yolunu da açar.
Destek Almak Neden Önemli?
Otizmli bireyler için doğru bir terapist bulmak kritik önemdedir. Nöroçeşitlilik dostu uzmanlarla çalışmak, süreci sağlıklı şekilde yönetmek için önemlidir. Ayrıca çevrenizdeki otizm merkezlerinden ya da destek gruplarından bilgi ve yardım alabilirsiniz.
Bekleme listeleri uzun olsa da, bu yolda yalnız olmadığınızı bilmek büyük bir fark yaratır.
Sonuç
Yetişkinlikte otizmin fark edilmesi, kişisel bir devrim olabilir. Hayatınız boyunca yaşadığınız karmaşık duyguların, ilişkilerdeki pürüzlerin ve günlük yaşamdaki zorlukların bir nedeni olduğunu öğrenmek, büyük bir “aha!” anı yaratabilir.
Unutmayın: Farklı olmak eksiklik değil, farklılıktır. Ve farklılıklar, dünyayı daha zengin ve daha yaşanabilir kılar.