Bailey McBreen Florida’da hemşire olarak çalışıyor. 2021’de 24 yaşındaki Bailey McBreen günde 10 defaya kadar geğirmeye başladı – bu onun için “normal olmayan” bir şeydi. Belirtiyi aylarca erteledi, ancak asit reflü ve ‘dayanılmaz’ mide kramplarına ilerlediğinde kontrol edildi.

Mesleği, bir şeylerin ters gittiğini ve bağırsak tıkanıklığı olduğunu anlamasına yardımcı oldu. Bu yılın Ocak ayında acil ameliyat oldu. Ağustos sonuna kadar kemoterapi alacak.

Haftada birkaç kez egzersiz yapan Bayan McBreen’e sonunda 3. evre kolon kanseri teşhisi kondu – bu kendisi ve ailesi için “büyük bir şok” oldu.

McBreen, NeedToKnow’a “Bir şeylerin ters gittiğine dair ilk işaret aşırı derecede geğirmeye başladığım zamandı. Günde 10-25 defa geğiriyordum” diyor.

Yani kolon kanserinin ilk semptomu geğirme olarak başladı.

Hemşire McBreen’in geğirmesi 2021 yılında başladı demiştik. Geçen Şubat ayında, doktorların kaygıya bağladıkları asit reflüsü de üstüne eklendi. Yani şimdi 2. semptom da başlamıştı.

Bir sonraki Ocak ayına kadar Bayan McBreen bir şeylerin gerçekten yanlış olduğunu hissetti – ‘dayanılmaz’ bir acı çekiyordu ve tuvalete gidemediğini fark ediyordu. Ayrıca iştahı yoktu

Hemşire McBreen vücudunda bir tür “tıkanma” olduğundan emindi. Ancak hiç bir zaman kolon kanserini düşünmedi. Çünkü klasik olarak kolon kanseri belirtileri arasında geğirme gibi bir durum yoktu.

Bu kanser türü, McBreen kadar genç insanlarda son derece nadir görülüyor; 20 ila 24 yaşları arasındaki her 100.000 kişiden yalnızca ikisini etkiliyor. Ancak son zamanlarda kolon kanserinin gençlerde yaygınlaştığı. geçtiğimiz günlerdeki bir yazıda ifade etmiştik:

KOLON KANSERİ NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR? GENÇLERDE NEDEN ARTIYOR?

Bir araştırmada, erken kolon kanseri olan kişiler tarafından bildirilen yaygın semptomlar şunları içerir:

  • % 89’da rektal kanama
  • %58’inde barsak alışkanlıklarında değişiklik
  • %45’inde anal ağrı gibi perianal semptomlar (anüs, rektum veya perineyi etkileyenler)
  • %24 Karın ağrısı
  • %25’te yorgunluk

Geğirme ise midedeki fazla havanın dışarı atılmasına yardımcı olan doğal bir süreçtir. Geğirmenin yaygın nedenlerinden bazıları şunlardır:

  1. Hava yutmak: Çok hızlı bir şekilde yemek yerseniz veya içerseniz, yiyecek veya içeceğinizle birlikte hava yutabilir ve bu da geğirmeye neden olabilir.
  2. Gazlı içecekler: Soda, bira veya şampanya gibi gazlı içecekler, karbondioksit gazı salınımı nedeniyle geğirmeye neden olabilir.
  3. Bazı yiyecekler: Fasulye, mercimek, lahana, brokoli, soğan ve süt ürünleri gibi bazı yiyecekler midede aşırı gaz üretimine neden olarak geğirmeye neden olabilir.
  4. Asit reflü: Gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH), midede fazla hava bulunması nedeniyle geğirmeye neden olabilir.
  5. Sindirim bozuklukları: İrritabl bağırsak sendromu (IBS), inflamatuar bağırsak hastalığı (IBD) ve çölyak hastalığı gibi durumlar geğirmeye neden olabilir.
  6. Anksiyete: Anksiyete ve stres, hava yutmanıza ve geğirmenize neden olabilir.
  7. Sigara içmek: Sigara içmek mideye hava vererek geğirmeye neden olabilir.

Ocak ayının sonlarında konulan teşhisin ardından geğirme ile kolon kanseri arasındaki garip bağlantıyı öğrendi. Tümör, karın boşluğundaki diğer organların hemen altında bulunan transvers kolonun üst kısmında yer alıyordu. Burası kolonun en uzun ve en hareketli kısmıdır.

Bu da bağırsak tıkanıklığına neden oldu.

Bayan McBreen tümörün, özofagus (yemek borusu) sfinkteri düzgün kapanamadığında ortaya çıkan kronik bir sindirim hastalığı olan gastroözofageal reflü hastalığının (GÖRH) başlamasına neden olduğunu düşünüyor. Bu sfinkter kapanamadığında, mide asidi yemek borusuna doğru ilerleyerek mide ekşimesine, geğirmeye ve yutma güçlüğüne neden olur.

Bayan McBreen, “GÖRH benim durumumda bir semptomdu çünkü tümörüm yavaş yavaş tam bir bağırsak tıkanıklığına neden oluyordu” dedi. Sonuç olarak, yediklerim tam olarak sindirilemiyor ve tümörümün üzerinde ‘sıkışıp’ kalıyor, bu da reflü ve geğirmeye neden oluyordu.

‘Aşırı geğirme kolon kanseri belirtisi değildir ama onkoloğum bana bunun semptomlarımın başlangıcı olabileceğini söyledi.

Bailey, inanılmaz derecede sağlıklı, formda, akıllı, güzel ve çalışkan. Aralık ayında hayatının aşkı, lise aşkı Caden ile evlenecek.

Çok sağlıklı bir yaşam sürdü. Teşhisinin bu kadar büyük bir şok olmasının nedenlerinden biri de bu.

Bayan McBreen şimdi, alışılmadık ‘uyarı işareti’ semptomları olan diğer insanlar için farkındalık yaratmak amacıyla hikayesini paylaşmak istiyor.

‘Sizin için yeni olan her şey, normal bir şey olarak kabul edilse bile, ele alınmalıdır. Geğirmem hakkında hiçbir şey düşünmedim çünkü bu ‘normal’ bir şeydi. Vücudunuzu dinlemeniz çok önemli” diyor.

Genç bir doktora da aynı teşhis kondu

38 yaşındaki Dr Lauren Juyia, ABD Floridalı bir kadın doğum uzmanı. Ona da hemşireye konan teşhisin aynısı konu: kolon kanseri. Onun evresi ile 4. evre.

Dr Juyia, geçen Ağustos ayından önce 2 ay boyunca yorgunluk yaşadı sonra da ‘pelvik ağırlık‘ hissetmeye başlayınca ultrason yaptırmaya karar vermedi.

Ultrasonda şaşırtıcı bir kitle bulununca kadın doğum doktoru “14 haftalık bir kitleye sahibim” diye de bir espri yapıyor.

Dr Juyia, profesyonel deneyiminden, kitlenin yumurtalıklarında olduğundan dolayı yumurtalık kanseri olabileceğini düşündü.

Kitlesi iki hafta içinde 8 cm’den 24 cm’ye çıktığı için, kitleyi çıkarmak için ameliyata alındı.

Ancak tümör yumurtalıklara, rahim omentumuna, apendikse ve karın bölgesine yayılmıştı.

37 yaşında 2 küçük çocuğu bulunan anneye dördüncü evre kolon kanseri teşhisi kondu.

Bu yılın Mart ayında altı aylık kemoterapiden geçen Dr Juyia’nın en son muayenesi ise vücudunda herhangi bir tümör kalıntısı olmadığını gösteriyor.

Bu süre içerisinde doktor olarak çalışmaya devam etti. Bunun kendisi için tedavi edici bir durum olduğunu söylüyor.

Yaşlı yetişkinler “dördüncü evre tümörlerden çok daha yorgun olurken”, genç insanlar kendilerini daha “dayanıklı” hissedebilir.

Dr Juyia, “Genç olduğumuz için herhangi bir semptom göstermeyebiliriz, vücutlarımız daha dayanıklıdır. Daha fazla semptomu tolere edebiliriz.” diyor.

Clinical Gastroenterology and Hepatology dergisinde 2017 yılında yapılan bir araştırma, 50 yaşın altındaki kişilerin semptomları ilk fark ettikten sonra tıbbi yardım almak için 50 yaşın üzerindeki kişilere göre iki ay daha uzun bekleme eğiliminde olduklarını buldu.