Hipertansiyonla ilişkili kronik böbrek hastalığı ve kardiyovasküler hastalık nedeniyle ölüm oranları, ilaç tedavilerine odaklanılmasına rağmen artmaya devam ediyor. Bu ciddi sağlık sorunları, mevcut tedavi stratejilerinin tek başına yeterli olmadığını gösteriyor.
Ancak, meyve ve sebzelerle zenginleştirilmiş diyetlerin ya da sodyum bikarbonat kullanımıyla yapılan asit azaltıcı diyet müdahaleleri, hipertansiyon ve makroalbuminüri (yüksek albümin seviyeleri) olan hastalarda böbrek sağlığını iyileştiriyor. İlginç olan ise, yalnızca meyve ve sebzelerle yapılan diyetin kalp-damar hastalığı riskini de azaltmasıdır. Bu bulgu, diyetin sadece böbrek sağlığını korumakla kalmayıp, aynı zamanda kalp sağlığını da önemli ölçüde iyileştirdiğini ortaya koyuyor.
Bu çalışmanın en önemli sonucu, hipertansiyonu olan hastalarda albüminüri (idrarda albümin) ölçümünün rutin olarak yapılması gerektiğini ve meyve-sebze tüketiminin ilaç tedavisinin sadece bir tamamlayıcısı değil, aksine temel bir bileşeni olarak kabul edilmesi gerektiğini güçlü bir şekilde desteklemesidir. Başka bir deyişle, ilaçlar ikinci planda kalmalı; tedaviye ilk olarak meyve ve sebzelerle başlamalıyız.
Şimdi gelelim araştırmaya:
Araştırmaya kimler katıldı:
Hipertansiyon Tanısı: Katılımcılar, hipertansiyon tanısı almış bireylerden seçilmiştir.
Makroalbuminüri: Katılımcıların idrarında 200 mg/g veya daha fazla albümin/kreatinin oranı olması gerekmektedir. Makroalbuminüri, böbrek hastalığının bir göstergesidir.
Normal Böbrek Fonksiyonu: Katılımcıların, tahmini glomerüler filtrasyon hızı (eGFR) ≥ 90 mL/dak/1.73m² olan normal böbrek fonksiyonuna sahip olmaları gerekmektedir. Bu, böbreklerin filtreleme yeteneğinin normal sınırlar içinde olduğu anlamına gelir.
Yaş: Katılımcıların 18-70 yaş aralığında olmaları gerekmektedir.
Plazma Toplam CO2: Katılımcıların plazma toplam CO2 seviyeleri ≥ 22 mM olmalıdır. Bu, katılımcılarda metabolik asidoz bulunmadığını gösterir.
Uyum: Son bir yıl içinde en az iki kez birinci basamak sağlık hizmeti ziyareti yapmış olmaları gerekmektedir.
Kimler Dahil edilmedi:
Malign Hipertansiyon: Katılımcılarda malign (şiddetli) hipertansiyon öyküsü ya da mevcut durumu bulunmamalıdır.
Diabetes Mellitus: Katılımcılar, diyabet hastası olmamalıdır. Bu, çalışmanın sadece hipertansiyonun böbrek ve kalp sağlığı üzerindeki etkilerini incelemek istemesinden kaynaklanmaktadır.
Kardiyovasküler Hastalık Öyküsü: Katılımcılar, herhangi bir kardiyovasküler hastalık öyküsüne sahip olmamalıdır.
Böbrek Hastalığı: Katılımcılar, primer böbrek hastalığı veya idrar mikroskopisinde 3’ten fazla kırmızı kan hücresi veya idrar hücre döküntüsü gibi bulgular taşımamalıdır.
Ödem: Periferik ödem (şişlik) veya ödemle ilişkili kalp/karaciğer yetmezliği veya nefrotik sendrom gibi teşhisler bulunmamalıdır.
BÖBREK HASTALIĞI EVRELERİ
Evre 1: Hafif Böbrek Hasarı (Normal eGFR)
- Glomerüler Filtrasyon Hızı (eGFR): ≥90 mL/dak/1.73 m²
- Belirtiler: Böbrek fonksiyonu normaldir ancak böbrek hasarına dair belirtiler vardır (örneğin, makroalbuminüri). Böbreklerin protein (albümin) sızdırması bu evrede başlar.
- Tedavi: Kan basıncını kontrol altında tutmak, böbrekleri korumak için diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilir.
Evre 2: Hafif Azalmış Böbrek Fonksiyonu
- eGFR: 60-89 mL/dak/1.73 m²
- Belirtiler: Hafif böbrek hasarı ve albüminüri mevcut olabilir. Böbrek fonksiyonları azalmaya başlar ancak belirtiler genellikle hafiftir.
- Tedavi: Düzenli izlem, kan basıncının kontrolü, diyet değişiklikleri ve yaşam tarzı müdahaleleri.
Evre 3: Orta Derecede Azalmış Böbrek Fonksiyonu
- eGFR: 30-59 mL/dak/1.73 m²
- Belirtiler: Bu evre, genellikle böbrek fonksiyonlarının belirgin şekilde azaldığı, yorgunluk, ödem (şişlik) ve idrarla ilgili değişiklikler gibi belirtiler görülebilir.
- Evre 3a: eGFR 45-59 mL/dak/1.73 m²
- Evre 3b: eGFR 30-44 mL/dak/1.73 m²
- Tedavi: Kan basıncı ve kan şekeri kontrolü, böbrek fonksiyonlarının düzenli izlenmesi, diyet ve ilaç tedavisi.
Evre 4: Ciddi Azalmış Böbrek Fonksiyonu
- eGFR: 15-29 mL/dak/1.73 m²
- Belirtiler: Böbrek yetmezliği belirtileri (şişlik, yorgunluk, anemi, kemik hastalıkları) daha belirgin hale gelir. Hastaların diyalize hazırlanması gerekebilir.
- Tedavi: Diyet kısıtlamaları, ilaç tedavisi, anemi ve mineral bozukluklarının yönetimi, diyaliz veya böbrek nakli planlaması.
Evre 5: Böbrek Yetmezliği (Son Dönem Böbrek Hastalığı)
- eGFR: <15 mL/dak/1.73 m²
- Belirtiler: Ciddi böbrek yetmezliği belirtileri. Hastalar genellikle diyaliz tedavisine veya böbrek nakline ihtiyaç duyar.
- Tedavi: Diyaliz veya böbrek nakli, semptomların yönetimi.
KAÇ YIL VE NASIL TAKİP EDİLDİLER?
Çalışmaya dahil edilen hastalar, toplamda beş yıl boyunca takip edilmiştir. Takip süresi boyunca hastaların sağlık durumları belirli kriterler ve ölçümler üzerinden değerlendirilmiştir. İşte takip edilen kriterler ve ölçümler:
Takip Süresi ve Kriterler:
- Böbrek Fonksiyonu:
- Tahmini Glomerüler Filtrasyon Hızı (eGFR): Hastaların böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için eGFR ölçümü yapılmıştır. eGFR, böbreklerin kanı filtreleme kapasitesini gösterir.
- İdrar Albümin/Kreatinin Oranı: Bu oran, idrarda bulunan albümin miktarının kreatinin miktarına oranıdır ve böbrek hasarının bir göstergesidir. Yüksek albümin/kreatinin oranı, böbrek hasarının ilerlediğini gösterir.
- Kan Basıncı:
- Sistolik Kan Basıncı: Takip edilen hastaların kan basıncı düzenli olarak ölçülmüştür. Sistolik kan basıncı, kalbin kasılma anında damarlara uyguladığı basıncı gösterir. Yüksek sistolik basınç, hipertansiyonun bir göstergesidir.
- Kardiyovasküler Hastalık Riski:
- LDL Kolesterol: Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterol seviyeleri ölçülmüştür. Yüksek LDL seviyeleri, kalp hastalığı riskini artırır.
- Lp(a) Kolesterol: Lipoprotein(a) kolesterol seviyeleri de değerlendirilmiştir. Bu tür kolesterol, kalp-damar hastalıkları riskini artırabilir.
- Vücut Kitle İndeksi (BMI): Katılımcıların BMI değerleri izlenmiştir. BMI, kişinin kilosunun boyuna oranı olup, genel sağlık durumu hakkında bilgi verir.
- Plazma Asit-Baz Dengesi:
- Plazma pH: Kanın pH seviyesi, vücudun asit-baz dengesini gösterir.
- Toplam CO2 ve Bikarbonat Seviyeleri: Bu parametreler, vücudun asidik yükünü ve böbreklerin bu yükü dengeleme kapasitesini değerlendirmek için kullanılmıştır.
- İlaç Kullanımı:
- Antihipertansif ve Statin Kullanımı: Hastaların kullandığı tansiyon düşürücü ilaçlar (enalapril, hidroklorotiyazid, diltiazem) ve kolesterol düşürücü ilaçlar (atorvastatin) takip edilmiştir. İlaç dozajlarının takip edilmesi, diyet müdahalesinin bu ilaçların kullanımını azaltıp azaltmadığını anlamak için yapılmıştır.
ARAŞTIRMAYA KATILANLAR HANGİ GRUPLARA AYRILDI?
1-OLAĞAN BAKIM ALANLAR
Araştırmada “olağan bakım” (Usual Care) terimi, çalışmaya katılan hastalara, rutin klinik uygulamalara ve mevcut tıbbi rehberlere göre sunulan standart tedavi anlamına gelir. Bu tedavi, hastaların genel sağlık durumlarına, mevcut tıbbi koşullarına ve özellikle hipertansiyon ve böbrek hastalığına yönelik olarak belirlenmiş klinik kılavuzlara dayalıdır.
Olağan Bakımın Kapsamı:
- Hipertansiyon Yönetimi:
- Antihipertansif İlaçlar: Hastalar, kan basıncını kontrol altına almak için antihipertansif ilaçlar (örneğin enalapril, diltiazem gibi) kullanmışlardır. Bu ilaçlar, hastaların tansiyonlarını yönetmek ve kalp-damar riskini azaltmak için standart olarak reçete edilmiştir.
- Böbrek Hastalığı Yönetimi:
- Albuminüri Takibi: İdrar albümin/kreatinin oranı (albüminüri) düzenli olarak izlenmiştir. Albüminüri, böbrek fonksiyonlarının izlenmesi için kritik bir parametredir.
- Renoprotektif İlaçlar: Böbrek sağlığını korumak amacıyla, renin-anjiyotensin sistemini hedefleyen ilaçlar (örneğin, ACE inhibitörleri veya anjiyotensin II reseptör blokerleri) kullanılmıştır.
- Kardiyovasküler Hastalık Riski Yönetimi:
- Statinler: LDL kolesterol seviyelerini düşürmek ve kardiyovasküler riskleri azaltmak için statin grubu ilaçlar verilmiştir.
- Kan Basıncı Kontrolü: Kan basıncının düzenli olarak izlenmesi ve gerekirse ilaç dozlarının ayarlanması sağlanmıştır.
- Diyet ve Yaşam Tarzı Tavsiyeleri:
- Olağan bakım grubundaki hastalara, genellikle standart diyet ve yaşam tarzı önerileri sunulmuştur. Ancak bu gruptaki hastalar, meyve ve sebze tüketimi veya sodyum bikarbonat alımı gibi özel müdahaleler almamıştır.
2-MEYVE VE SEBZE GRUBU
Araştırmada “meyve ve sebze grubu,” çalışmaya katılan ve diyetlerine düzenli olarak belirli miktarda meyve ve sebze eklenen hastaları ifade eder. Bu grup, böbrek ve kalp sağlığını iyileştirmek amacıyla tasarlanmış diyet müdahalesi kapsamında yer almıştır. Meyve ve sebze grubu, diğer gruplarla (sodyum bikarbonat alan grup ve olağan bakım grubu) karşılaştırılarak, bu diyet müdahalesinin etkilerini değerlendirmek için kullanılmıştır.
Meyve ve Sebze Grubunun Özellikleri:
- Diyet Müdahalesi:
- Günlük Tüketim: Bu gruptaki katılımcılara, her gün 2 ila 4 bardak arasında baz oluşturan meyve ve sebze tüketmeleri sağlanmıştır. Bu meyve ve sebzeler, vücuttaki asidik yükü azaltarak böbrek ve kalp sağlığını iyileştirmeye yönelik seçilmiştir.
- Bazı Örnekler: Araştırmada bu gruba verilen meyve ve sebzeler arasında elma, üzüm, çilek, armut gibi meyveler; havuç, karnabahar, kabak, salatalık, marul gibi sebzeler yer almıştır. Bu besinler, düşük potasyum içeriği ve böbrek dostu özellikleriyle bilinir.
- Amaç:
- Böbrek ve Kalp Sağlığı: Meyve ve sebze tüketiminin, böbrek fonksiyonlarını koruma, kan basıncını düşürme ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltma potansiyeli değerlendirilmiştir.
- Asidik Yükün Azaltılması: Bu besinler, vücutta baz oluşturucu etkileriyle bilinir ve bu nedenle böbreklerin asidik yükü daha kolay atmasına yardımcı olabilir.
- Karşılaştırma:
- Diğer Gruplarla Karşılaştırma: Meyve ve sebze grubunun sonuçları, standart tedavi (olağan bakım) ve sodyum bikarbonat alan diğer grup ile karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma, meyve ve sebze tüketiminin böbrek fonksiyonları, kan basıncı ve genel sağlık üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için yapılmıştır.
3-BİKARBONAT GRUBU
Araştırmada “bikarbonat grubu,” çalışmaya katılan ve diyetlerine ek olarak sodyum bikarbonat (NaHCO3) verilen hastaları ifade eder. Bu grup, böbrek ve kalp sağlığını iyileştirmek amacıyla tasarlanmış bir müdahale kapsamında yer almıştır. Sodyum bikarbonat, vücuttaki asidik yükü azaltarak böbrek fonksiyonlarını korumayı ve hipertansiyon hastalarında kalp-damar sağlığını desteklemeyi amaçlar.
Bikarbonat Grubunun Özellikleri:
- Diyet Müdahalesi:
- Sodyum Bikarbonat Alımı: Bu gruptaki katılımcılara, günde iki dozda toplam 4-5 adet 650 mg sodyum bikarbonat tabletleri verilmiştir. Bu dozaj, meyve ve sebzelerin oluşturduğu baz etkisine eşdeğer olacak şekilde ayarlanmıştır.
- Amaç: Sodyum bikarbonatın, vücuttaki asidik yükü azaltarak böbrek sağlığını koruyup korumadığını ve kalp-damar hastalıkları riskini etkileyip etkilemediğini değerlendirmek amacıyla kullanılmıştır.
SONUÇLAR NEDİR?
BÖBREK FONKSİYONLARI:
- Meyve ve Sebze Grubu ve Sodyum Bikarbonat Grubu, böbrek fonksiyonlarının korunmasında olağan bakım grubuna göre daha başarılı olmuştur.
- Özellikle Meyve ve Sebze Grubu, böbrek sağlığını en iyi şekilde koruyan grup olarak öne çıkmıştır.
Bu bulgular, meyve ve sebzelerle zenginleştirilmiş diyetlerin ve sodyum bikarbonat kullanımının, hipertansiyon hastalarında böbrek fonksiyonlarının korunmasında önemli bir rol oynayabileceğini göstermektedir.
KAN BASINCI
Meyve ve Sebze Grubu, kan basıncını düşürmede ve kardiyovasküler riskleri azaltmada en başarılı grup olarak öne çıkmıştır. Bu grup, ilaç kullanımını azaltma potansiyeline sahip olması nedeniyle de dikkat çekicidir.
Sodyum Bikarbonat Grubu, kan basıncını düşürmede ve böbrek sağlığını korumada başarılı olmuş ancak bu başarı, meyve ve sebze grubuna göre daha sınırlı kalmıştır.
Olağan Bakım Grubu, diğer gruplarla karşılaştırıldığında kan basıncını düşürme ve kardiyovasküler riskleri azaltma konusunda en az etkili grup olmuştur.
Bu bulgular, meyve ve sebze tüketiminin hipertansiyon tedavisinde önemli bir yer tuttuğunu ve kan basıncını düşürmede etkili bir yöntem olduğunu göstermektedir.
KALP DAMAR HASTALIK RİSKİ
Meyve ve Sebze Grubu, hem LDL hem de Lp(a) kolesterol seviyelerini düşürmede en başarılı grup olmuştur, bu da kardiyovasküler hastalık riskinin önemli ölçüde azalmasına katkıda bulunmuştur.
Sodyum Bikarbonat Grubu, LDL ve Lp(a) kolesterol seviyelerini bir miktar düşürmüş, ancak bu düşüş meyve ve sebze grubundaki kadar etkili olmamıştır.
Olağan Bakım Grubu, kolesterol ve Lp(a) seviyelerinde belirgin bir iyileşme göstermemiştir, bu da kardiyovasküler riskin devam ettiğini göstermektedir.
Bu bulgular, meyve ve sebzelerin kardiyovasküler hastalık riskini azaltmada önemli bir rol oynayabileceğini ve bu besinlerin düzenli tüketiminin kalp sağlığına olumlu etkileri olduğunu göstermektedir.
KAYNAK:
https://www.amjmed.com/article/S0002-9343(24)00357-7/fulltext