Apolipoprotein B testi, kalp hastalığı riskini daha doğru belirleyebilir. Geleneksel kolesterol testleri riskleri tam yansıtmayabilir.
Kolesterol Testleri Kalp Hastalığı Riskini Tam Yansıtmayabilir
UT Southwestern Tıp Merkezi araştırmacıları tarafından yapılan ve JAMA Cardiology’de yayımlanan bir çalışma, geleneksel kolesterol testlerinin kalp hastalığı riskini tam olarak ortaya koymayabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, Apolipoprotein B (apoB) testinin kalp hastalığı riskini daha doğru ölçebileceği belirtiliyor.
Kanda ölçülen kolesterol tipleri şunlardır:
- Toplam Kolesterol (Total Cholesterol): Kanda bulunan toplam kolesterol miktarını gösterir. Bu değer, LDL, HDL ve diğer lipidlerin toplamıdır. Yüksek olması kalp hastalığı riskini artırabilir, ancak tek başına yeterli bilgi vermez; LDL ve HDL düzeyleri de değerlendirilmelidir.
- Düşük Yoğunluklu Lipoprotein (LDL – Low-Density Lipoprotein): Genellikle “kötü kolesterol” olarak adlandırılır. LDL kolesterol, damar duvarlarında birikerek plak oluşumuna neden olabilir ve bu durum kalp krizi ve felç riskini artırabilir. LDL’nin düşük olması istenir.
- Yüksek Yoğunluklu Lipoprotein (HDL – High-Density Lipoprotein): “İyi kolesterol” olarak bilinir. HDL kolesterol, fazla kolesterolü damar duvarlarından toplayarak karaciğere taşır ve vücuttan atılmasına yardımcı olur. Yüksek olması genellikle kalp hastalığı riskinin düşük olduğunu gösterir.
- Trigliseritler: Kan yağlarıdır ve vücutta enerji kaynağı olarak kullanılır. Yüksek trigliserit seviyeleri, kalp hastalığı riskini artırabilir ve genellikle yüksek LDL veya düşük HDL ile ilişkilidir.
- Non-HDL Kolesterol: Toplam kolesterolden HDL kolesterol çıkarılarak elde edilir ve LDL, VLDL gibi “kötü” kolesterol türlerini içerir. Kalp hastalığı riskini değerlendirmede kullanılabilir.
Lipoprotein A (Lp(a)):
- Nedir? Lp(a), düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) partiküllerine benzeyen bir lipoprotein türüdür. LDL partikülüne bağlı olarak “apolipoprotein(a)” adı verilen bir protein içerir.
- Ne İşe Yarar? Lp(a), LDL’ye benzer şekilde damar duvarlarına birikebilir ve plak oluşumuna katkıda bulunabilir. Ancak, Lp(a)’nın yüksek seviyeleri, özellikle genetik yatkınlığı olan bireylerde, kalp hastalığı ve inme riskini artırabilir.
- Ölçümün Önemi: Lp(a) seviyeleri genetik olarak belirlenir ve diyetten veya yaşam tarzından çok fazla etkilenmez. Yüksek Lp(a) seviyeleri, normal LDL seviyelerine sahip kişilerde bile kalp-damar hastalığı riskini artırabilir, bu nedenle bu değer, özellikle ailede kalp hastalığı öyküsü olan bireylerde önemlidir.
Lipoprotein B (ApoB):
- Nedir? ApoB, LDL, VLDL (çok düşük yoğunluklu lipoprotein) ve IDL (orta yoğunluklu lipoprotein) gibi “kötü” lipoprotein partiküllerinin yüzeyinde bulunan bir proteindir. Bir apoB molekülü, bir LDL partikülüne eşlik eder, bu da apoB seviyesinin kanda kaç tane aterojenik (damar tıkayıcı) partikül olduğunu gösterdiği anlamına gelir.
- Ne İşe Yarar? ApoB, damar duvarlarına kolayca nüfuz edebilen ve plak oluşumuna neden olabilen lipoprotein partiküllerinin sayısını gösterir. Yüksek ApoB seviyeleri, daha fazla sayıda aterojenik partikül olduğunu ve bu durumun kalp hastalığı riskini artırabileceğini işaret eder.
- Ölçümün Önemi: ApoB, LDL seviyelerinden daha hassas bir risk göstergesi olabilir çünkü LDL partiküllerinin sayısını değil, daha çok sayıda küçük, yoğun ve aterojenik partiküllerin miktarını gösterir. Bu yüzden bazı uzmanlar, kalp-damar hastalığı risk değerlendirmesinde ApoB’nin LDL’den daha faydalı olabileceğini düşünmektedir.
Farklı Kolesterol Tipleri ve Apolipoprotein B
Kolesterol, kalp hastalığına neden olabilen farklı parçacıklardan oluşur. Bunlar arasında düşük yoğunluklu lipoproteinler (LDL), çok düşük yoğunluklu lipoproteinler (VLDL) ve orta yoğunluklu lipoproteinler (IDL) yer alır. LDL-C, LDL parçacıklarındaki kolesterol miktarını ölçen yaygın bir testtir. Ancak, her LDL, VLDL ve IDL parçacığının yüzeyinde bir apolipoprotein B (apoB) proteini bulunur.
Araştırmalar, “kötü” kolesterol parçacıklarının sayısını ölçen apoB testinin, kolesterol riskini belirlemede en doğru gösterge olduğunu ortaya koymuştur. Ancak mevcut kılavuzlar, herkes için apoB testi yapılmasını önermemektedir. Çoğu kişi sadece LDL-C seviyesini ölçtürmektedir, bu da LDL parçacıklarının toplam sayısını göstermez. Bu durum, yüksek apoB seviyesine sahip kişileri tespit etmeyi zorlaştırabilir.
ApoB ve LDL-C Değerleri Neden Farklılık Gösterebilir?
Kolesterol parçacıklarının ağırlığı kişiden kişiye değişebilir. Bu nedenle, LDL-C ve apoB ölçümleri her zaman uyumlu olmayabilir. Bu uyumsuzluklara “discordance” adı verilir.
Özellikle metabolik risk faktörlerine sahip kişilerde (obezite, diyabet, yüksek trigliserid gibi) apoB seviyeleri beklenenden yüksek olabilir. Ancak bu durum, metabolik olarak sağlıklı görünen bireylerde de ortaya çıkabilir.
Çalışmanın Sonuçları ve Yeni Öneriler
Araştırmacılar, ABD nüfusundaki apoB uyumsuzluğunu değerlendirmek için Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi’nden (NHANES) alınan verileri kullanmışlardır.
Bu veriler, 2005-2016 yılları arasında ölçülen 12.688 yetişkinin apoB, LDL-C, yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterolü (HDL-C) ve trigliserid seviyelerini içerir. Çalışmada, bazı metabolik olarak sağlıklı kişilerin apoB seviyelerinin beklenenden önemli ölçüde farklı olduğu bulunmuştur. Bu sonuç, mevcut ABD kılavuzlarını izleyen hekimlerin, normal metabolik sağlık göstergelerine rağmen yüksek risk altında olan kişileri gözden kaçırabileceğini göstermektedir.
Dr. Ann Marie Navar, apoB seviyelerinin ölçülmesinin değerini gösteren çok sayıda veriyle birlikte, apoB testinin sadece belirli klinik risk faktörlerine sahip olanlar için değil, herkes için önerilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bu araştırmaya göre, Apolipoprotein B (apoB), kalp hastalığının en önemli göstergelerinden biri olarak kabul ediliyor çünkü LDL kolesterol (LDL-C) veya non-HDL kolesterol (non-HDL-C) seviyeleri için verilen bir değere kıyasla apoB seviyelerinde büyük bir bireysel değişkenlik gözlemleniyor. Bu, LDL-C veya non-HDL-C seviyeleri sabit olmasına rağmen apoB seviyelerinin değişkenlik gösterebildiği anlamına gelir.
Araştırma, metabolik risk faktörlerine sahip bireylerin apoB seviyelerinin beklenenden daha yüksek olma olasılığının daha fazla olduğunu, ancak metabolik olarak sağlıklı bireylerde bile LDL-C seviyesine göre apoB seviyelerinin geniş bir yelpazede değişkenlik gösterebildiğini ortaya koyuyor. Bu, metabolik risk faktörleri olmayan bireylerin de kalp hastalığı riski taşıyabileceğini gösteriyor.
Bu nedenle, sadece yüksek trigliserid seviyelerine sahip bireylerde apoB testinin yapılması gerektiği önerisi, önemli sayıda bireyin LDL-C veya non-HDL-C seviyelerine göre yüksek apoB seviyeleri taşıdığı ve bu nedenle kalp hastalığı riskinin göz ardı edilebileceği anlamına geliyor. Dolayısıyla apoB, kalp hastalığı riskini değerlendirirken LDL-C veya non-HDL-C’den daha üstün bir belirteç olarak değerlendiriliyor çünkü daha geniş bir popülasyonda, daha doğru ve kapsamlı bir risk değerlendirmesi sağlıyor.
Pratikte Yararı Nedir?
Bu araştırmanın sonuçları, kalp hastalığı riskini daha doğru bir şekilde belirlemek için apoB testinin önemini vurgulamaktadır. ApoB seviyelerinin ölçülmesi, özellikle geleneksel kolesterol testlerinin yetersiz kaldığı durumlarda, bireylerin kalp hastalığı riskini daha doğru anlamalarına yardımcı olabilir. Bu da, erken müdahalelerle kalp hastalığının önlenmesine katkı sağlayabilir.
Öne Çıkan Önemli Bulgular:
- ApoB testi, kalp hastalığı riskini daha doğru ölçebilir.
- Geleneksel LDL-C testi, bazı bireylerde riskleri tam yansıtmayabilir.
- ApoB ve LDL-C seviyeleri her zaman uyumlu olmayabilir; bu uyumsuzluk özellikle metabolik risk faktörlerine sahip olanlarda görülür.
- ApoB testinin daha yaygın kullanılması önerilmektedir.
https://jamanetwork.com/journals/jamacardiology/article-abstract/2820073