Nutrition dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, kafein alımının genç, sağlıklı bireylerde serebral kan akışı üzerindeki etkisini anlatıyor.
Kafein, dünya çapında en yaygın olarak tüketilen farmakolojik olarak aktif maddedir ve kahve, çay, alkolsüz içecekler, çikolatalar ve enerji içeceklerinde değişken miktarlarda bulunur. Orta dozlarda, kafein merkezi sinir sistemi (MSS) için bir uyarıcı görevi görür ve sonuç olarak uyanıklık, bilişsel gelişim ve enerji seviyelerinde artış ile ilişkilendirilir.
Bununla birlikte, yüksek dozlarda uzun süreli kafein tüketimi, kan basıncının ve damar direncinin artmasının yanı sıra arteriyel sertliğe ve serebral vazokonstriksiyona neden olmak gibi olumsuz sağlık etkilerine neden olabilir. Her gün düzenli olarak 2 ila 4 fincan kafein tüketiminin serebral kan akışını %22-30 oranında azalttığı bilinmektedir.
Adenozin ile yapısal benzerlikleri nedeniyle, kafein beyindeki adenozin reseptörlerini bağlayabilir ve daha sonra bloke edebilir. Bu, ruh halinin iyileşmesinden, enerji seviyelerinin artmasından ve konsantrasyonun artmasından sorumlu nörotransmitterlerin salınımının artmasına neden olur. Kafein ayrıca fosfodiesteraz aktivitesini inhibe edebilir, bu da daha sonra siklik adenozin monofosfatın (cAMP) hücresel konsantrasyonlarının ve kan basıncı seviyelerinin artmasına neden olur.
Çalışma Özeti
Amaç: Kafein içmenin sağlıklı genç yetişkinler arasında ana beyin arterindeki kan akış hızını etkileyip etkilemediğini bulmak.
Katılımcılar
Kimlerle Çalışıldı: 18-22 yaşları arasında, genellikle kahve içmeyen ancak sınav dönemlerinde bazen içen 45 üniversite öğrencisi.
Çalışma Nasıl Yapıldı
Grup Kurulumu: Öğrenciler 15’er kişilik üç gruba ayrılmıştır:
Biraz Kafein Grubu: Küçük bir doz kafein aldı (45 mg)
Çok Fazla Kafein Grubu: Daha yüksek dozda kafein aldı (120 mg)
Kafeinsiz Grup: Undan yapılmış sahte bir hap aldılar.
Ne yaptılar?
Kafein almadan önce ve aldıktan sonra kanın beyin arterinde ne kadar hızlı hareket ettiğini görmek için kafanın özel bir ultrasonu yapıldı.
Öğrencilerden farklı şekillerde nefes almaları ve hafıza, kelime problemleri ve matematik içeren beyin zorlayıcı görevler yapmaları istendi.
Ne Buldular
Biraz Kafein Alan Gruptaki Sonuçlar:
Daha az nefes almaları istendiğinde ve bazı beyin görevleri sırasında kan akışı yavaşladı.
Belirli nefes alma koşulları ve beyin görevleri sırasında kalp atışı yavaşladı.
Çok Fazla Kafein Alan Gruptaki Sonuçlar:
Kafein aldıktan sonra tüm testlerde kan akışında ve kalp atışında gözle görülür bir yavaşlama olmuştur.
Kafeinsiz Gruptaki Sonuçlar:
Kan akışında veya kalp atışında gözle görülür bir değişiklik olmamıştır.
Spesifik Gözlemler
Solunum Testleri Sırasında:
Kafein aldıktan sonra, katılımcılar daha az nefes aldıklarında kan daha hızlı hareket etti.
Daha fazla nefes aldıklarında, kan akışı herkes için yavaşladı, ancak kalp atış hızı arttı.
Beyin Görevleri Sırasında:
Çok fazla kafein alan grupta, hafıza görevleri sırasında kan daha hızlı hareket etti ve kalp atış hızı arttı.
Kafein almayan grupta ise matematik görevleri sırasında kan daha hızlı hareket etti.
Az kafein alan grupta ise beyin görevleri sırasında önemli bir değişiklik görülmedi.
Her Şey Ne Anlama Geliyor
Kafeinin Etkileri:
Kafein almak, ne kadar kafein aldığınıza bağlı olarak kalp fonksiyonlarını ve kanın beyinde nasıl hareket ettiğini hızla değiştirebilir.
Beyin arterlerindeki kanın daha yavaş hareket etmesi, kafeinin bu arterleri kısa bir süre için daha geniş hale getirmesinden kaynaklanıyor olabilir.