6.500’den fazla yetişkinle yapılan bir araştırma, asit yükü yüksek besinlerle beslenmenin insülin direncini artırdığını gösterdi. Özellikle et, işlenmiş tahıllar ve az sebze tüketimiyle oluşan bu diyet şekli, şeker ve trigliserid dengesini bozarak tip 2 diyabet riskini yükseltiyor.
1. Arka Plan Bilgisi:
Asidik beslenme nedir ve neden tehlikeli olabilir?
Vücudumuzun ideal bir asit-baz dengesi vardır. Bu dengeyi bozan en önemli faktörlerden biri beslenme şeklidir.
Sebze, meyve ve süt ürünleri gibi “alkali” (bazik) besinler vücudun pH’ını dengelerken; et, işlenmiş gıdalar, beyaz ekmek gibi ürünler vücudu asidik hale getirir.
🔍 Asidik beslenme, neden önemli?
Asidik beslenme, vücutta asit yükü oluşturan gıdaların (özellikle et, süt ürünleri ve tahıllar) yüksek oranda tüketilmesiyle oluşur. Buna karşılık meyve ve sebzeler gibi alkali oluşturan gıdalar bu yükü azaltır. Peki bilim bu konuda ne diyor? İşte bulgular:
Bilimsel Kanıtlar
- Kalp-damar hastalıkları ile ilişki: Asidik beslenmenin kalp-damar hastalıklarıyla ilişkili olabileceği düşünülüyor. Bu tür diyetler vücutta metabolik asidoz yaratabilir ve bu da insülin direnci gibi kardiyometabolik problemlere yol açabilir (Sahin & Gunsen, 2022); (Güngör, 2024).
- Kemik sağlığına etkisi: Asidik diyetler kemik mineral yoğunluğunu azaltabilir ve osteoporoz riskini artırabilir. Özellikle yaşlı erkeklerde bu diyet tipiyle daha düşük kemik mineral yoğunluğu gözlenmiştir (Heer et al., 2010); (Dawson-Hughes, 2020).
- Diyabet ve hipertansiyon riski: Yüksek asidik diyetle beslenen yaşlı bireylerde hipertansiyon ve tip 2 diyabet görülme olasılığı daha yüksektir (Omma et al., 2022); (Mizhgona et al., 2016).
- Kas ve fiziksel performans: Asidik diyetler yaşlı kadınlarda fiziksel işlev kaybı ve kas yıkımıyla ilişkilendirilmiştir (Kinoshita et al., 2025).
- Alkali diyetlerin bilimsel desteği zayıf: Alkalin diyetlerin sağlığı geliştirdiğine dair güçlü bilimsel kanıtlar yok. Vücut pH’ı, sağlıklı bireylerde beslenmeden etkilenmeden sabit kalır (Raposa et al., 2022).
2. Ana Bulgular:
Asidik diyetle beslenenlerde insülin direnci daha yüksek
📌 Kimler katıldı?
- İran’da 6.531 yetişkin (yaş aralığı: 35–65)
- Ortalama yaş: 48
- Cinsiyet dağılımı: %40 erkek
- Değerlendirilen: Beslenmenin asit yükü (DAL skoru) ve 5 farklı insülin direnci indeksi
📈 En önemli bulgu neydi?
Asit yükü en yüksek olan grup, en düşük olan gruba göre:
- TyG skoru %16 daha yüksek
- TyG-WC (bel çevresine göre) %69 daha yüksek insülin direnci gösterdi.
❗️Yani, diyeti daha asidik olanlar, insülin direnci açısından çok daha yüksek risk altındaydı.
📉 Ayrıca asidik beslenenlerde:
- Fiziksel aktivite düşüktü
- Sebze, meyve ve lif tüketimi azdı
- Et, tahıl ve fosfor tüketimi yüksekti
3. Pratik Öneriler ve İpuçları:
Asit Yükünü Azaltmak için 5 Kolay Adım:
- 🥬 Sebzeyi artırın: Özellikle brokoli, ıspanak ve kabak gibi yeşil sebzeler vücudu alkali yapar.
- 🍊 Meyve tüketin: Limon, elma ve muz gibi meyveler, pH dengesine katkı sağlar.
- 🥛 Süt ürünleri ekleyin: Yoğurt ve süt, vücut için alkali özellik gösterir.
- 🥤 İşlenmiş içeceklerden uzak durun: Kolalı ve paketli içecekler asit yükünü artırır.
- 🍞 Beyaz ekmek yerine tam tahıl: Rafine karbonhidratlar yerine lif oranı yüksek tahıllar tercih edin.
4. Sonuçların Önemi:
Bu çalışma, beslenmenin sadece kilo değil; vücut kimyasını ve hormon dengesini nasıl etkilediğini gösteriyor.
Özellikle tip 2 diyabet riskinin yüksek olduğu toplumlarda, asit yükü düşük diyetler (sebze ve meyve ağırlıklı) halk sağlığı açısından büyük fayda sağlayabilir.
5. Bilimsel Yoruma Yer Ver – Doktor Görüşüm:
İnsülin direnci bugün birçok hastalığın temelinde yer alıyor.
Bu çalışmanın en önemli katkısı, toplumda kolay uygulanabilir bir parametre olan “diyet asit yükü”nün bu kadar net bir şekilde insülin direnci ile ilişkili olduğunu göstermesi.
Günde bir porsiyon daha sebze eklemek, akşam yemeklerinde eti azaltmak, kahvaltıya lifli besinleri katmak bile büyük fark yaratabilir.
İyileşme, basit adımlarla başlar.