Alkali diyet, yediğimiz gıdaların vücudumuzun pH seviyesini, özellikle de kan pH’ımızı etkileyebileceği fikrine dayanır. Diyet, alkali gıdaları tüketerek vücudumuzda çok sayıda sağlık yararı olduğuna inanılan daha alkali bir ortam sağlayabileceğimizi öne sürüyor.

Youtube kanalımda beni izleyenler bilir, her videoyu bitirirken “Sağlık zenginliktir” diye bir cümleyle sonlandırırım. Ve gerçekten sağlığın her şeyin önde geldiğini düşünürüm. Ancak bu “zenginlik” kelimesi başkaları tarafından sağlığımızı sömürü aracı olarak kullanılabilir ve başkaları para olarak zengin olurken biz de sağlık açısından fakirleşiriz.

İyi bir sağlık, yaşam kalitesini artırır, enerji seviyelerini yükseltir ve genel mutluluğu sağlar. Son yıllarda sağlık, giderek daha fazla endüstrileşmiş ve pazarlama dünyasının odak noktalarından biri haline gelmiştir. Özellikle diyet, güzellik uygulamaları ve benzeri alanlar, sağlıkla ilgili ürün ve hizmetlerin sunulduğu karlı sektörler haline gelmiştir.

Diyet endüstrisi, insanların kilo verme, sağlıklı beslenme veya özel beslenme ihtiyaçlarına çözüm sunan ürünler ve programlarla doludur. Zayıflama hapları, detoks çayları, özel diyet programları ve benzeri ürünler, insanların ideal vücut şekline ulaşma hedefleriyle satışa sunulur.

Bu pazarlama diyetlerinden biri de Alkali Diyet’tir. Bu diyeti pazarlayanlar; alkali diyetin vücudun pH değerini yükselterek daha az asidik ve daha fazla alkali hale getirdiğini, kilo verdirdiğini ve hastalıklarla savaştığını söylüyor. Burada Alkali Dİyetin ayrıntıları ve arkasındaki bilimsel gerçekliğin ne kadar geçerli olduğuna bakacağız. Ama önce bu diyetin çıkışıyla ilgili bir kaç şeyi hatırlatalım:

2013 yılında Victoria Beckham alkali yemek kitabı Honestly Healthy’i tweetledi: Vejetaryen şef Natasha Corrett ve beslenme uzmanı Vicki Edgson tarafından yazılan Dürüstçe Sağlıklı: Vücudunuzu Düşünerek Beslenin, Alkali Yol adlı kitabın favorisi olduğunu tweetledi. O zamandan beri alkali diyet çok daha yaygın hale geldi. İyi pazarlama!

Kitabın tanıtım yazısında da şöyle bir ifade var:  Dukan ve Atkins’i unutun – bu günlerde düz bir karın için birinci sınıf yol alkali yemektir. Sanırsınız diyetler savaşı!

Bu arada Alkali diyeti savunan bir başkası ise “pH mucizesi” adlı kitabın yazarı Robert Young. Young , ABD’nin en ünlü TV şovlarından birinde, meme kanseri için bir hastanın tedavisini anlattıktan sonra öne çıktı. Hastanın alkali diyetle kanserini iyileştirdiğini iddia ettiler ancak kısa bir süre sonra kanserden öldü. Ocak 2014’te Robert Young tutuklandı ve 2016’da üç hırsızlıktan ikisinden ve ruhsatsız doktorluk yapmaktan hüküm giydi. 2017’de birkaç ay hapis yattı. 2018’de de yine bir kanser hastasını alkali diyet tedavisi uyguladıktan sonra 4. evre bir kanser hastasına sahtekarlıktan 105 milyon dolar tazminat ödedi.

Alkali Diyet Tam Olarak Nedir?
Alkali diyetin temeli, yediğimiz gıdaların kanımızın pH dengesini etkilemesidir. Kimya dersinden pH’ın bir şeyin ne kadar asidik veya alkali olduğunu gösteren bir ölçü olduğunu hatırlayabilirsiniz. 0 ile 14 arasında değişir.

0 aşırı asidiktir
7 nötrdür
14 çok alkalidir
Alkali diyetin savunucuları, et ve tahıl gibi belirli gıdaların kan pH’sında çeşitli sağlık sorunlarına yol açan dengesizliklere neden olabileceğini söylüyor. Ancak bu iddiaları destekleyen hiçbir araştırma yok ve aslında bir araştırma, diyetten bağımsız olarak “insan vücudunun kan pH’sını sabit tutma konusunda inanılmaz bir yeteneğe sahip olduğunu” ortaya koymuştur.

Yiyeceklerin pH’sı muhtemelen önemli olmasa da, alkali diyet, işlenmemiş ve bitki bazlı gıdaların vurgulanması ve kırmızı et ve rafine tahılların sınırlandırılması da dahil olmak üzere oldukça sağlıklı beslenme düzenlerini teşvik eder. Bir çalışma, alkali diyetin uygulanmasının potasyum ve magnezyum gibi bazı mikro besin maddelerini artırarak hipertansiyon ve felç riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini ve kardiyovasküler sağlığı, kemik sağlığını ve bilişi iyileştirebileceğini ortaya koymuştur. Ancak buradaki yanıltıcı nokta; zaten bitiki bazlı beslenmenin ve işlenmiş gıdaları kesmenin zaten bu sağlık yararlarını göstereceğini biliyoruz ve bu diyet sahtekarlarının söyledikleri mekanizmalarla değil!

Alkali Diyet Yiyecek Listesi: Ne Yemeli ve Kaçınmalı
Diyet, tek tek gıdaların pH seviyelerine göre düzenlenmiştir. Bazı versiyonlar daha az katıdır, yani hafif asidik pH’larına rağmen sağlık yararları için tahıllara izin verebilirler. Ancak genel olarak, alkali diyeti denerseniz, asidik gıdalardan uzak durarak, nötr gıdaları sınırlandırarak veya bunlardan kaçınarak ve alkali gıdalara odaklanarak aşağıdaki gıda listesini takip etmek isteyeceksiniz.

Kaçınılması Gereken Asit Oluşturucu Gıdalar
Et
Kümes hayvanları
Balık
Süzme peynir
Süt
Peynir (özellikle Parmesan peyniri, yağı azaltılmış çedar ve sert peynirler)
Yoğurt
Dondurma
Yumurta (özellikle sarısı)
Tahıllar (esmer pirinç, yulaf ezmesi, spagetti, mısır gevreği, beyaz pirinç, çavdar ekmeği, tam buğday ekmeği)
Alkol
Soda
Mercimek
Yer fıstığı ve ceviz
Diğer paketlenmiş, işlenmiş gıdalar
Sınırlandırılması Gereken Nötr Gıdalar
Zeytinyağı ve tereyağı gibi doğal yağlar
Mısır, kinoa, yulaf, beyaz ve kahverengi pirinç ve tatlı patates dahil nişastalar
Şekerler
Alkali Oluşturan Yiyecekler
Meyve
Şekersiz meyve suları
Sebzeler
Badem sütü
Maden sodalı su
Soya gıdaları
Badem
Hindistan cevizi yağı
Belirli bir yemek planı veya rehberi yoktur – ancak internetten veya alkali diyet yemek kitaplarından tarifleri takip edebilir veya kendi yemeklerinizi oluşturmak için yukarıdaki alkali gıdalar listesini kullanabilirsiniz. Ama şunu burada ifade edelim, zeytinyağını ve yumurtayı sınırlayan bir diyet sağlıklı bir diyet olmamaz!

Alkali diyetle ilgili 3 bilimsel gerçeği vurgulayalım:

-Gıdaların pH’ının genel sağlık üzerinde herhangi bir etkisi olduğunu gösteren bir araştırma yoktur

-Diyet yoluyla vücudun pH’ını değiştirmenin mümkün olmadığını gösteren pek çok kanıt vardır.

-pH seviyeleri vücudun bölgelerine göre değişir; örneğin, mide oldukça asidiktir ve görevini yerine getirmek için öyle olması gerekir.

Kan pH’ısı 7,35 ila 7,45 arasında değişir. Gördüğünüz gibi çok kısa bir aralık. Böbrekler ve akciğerler vücutta dengeli bir pH değerinin korunmasından büyük ölçüde sorumludur ve çok sıkı bir şekilde düzenlenir.

Vücudunuzun pH değeri değişiyorsa, asiddoza yadda alkaloza girersiniz ki bu ciddi bir sağlık sorunudur.

İdrar ve tükürüğün ise pH’ını diyetle değiştirmek mümkündür. Ancak bu sıvıların pH’ı değiştiğinde kanın pH’ı aynı kalır.

Alkali diyetin hiç mi faydası yok?

Bazı araştırmalar alkali diyetin, pazarlayanların iddia ettiği şekilde olmasa da, sağlığı iyileştirebileceğini göstermektedir. Alkali diyetler kişinin yağlı ve işlenmiş et tüketimini azaltır ve insanları daha fazla meyve ve sebze yemeye teşvik eder. Bu da sağlık açısından çeşitli faydalar sağlar.

Şimdi alkali diyet destekçilerinin iddia ettiği bazı faydalar ve bunları destekleyen ya da çürüten bilimsel araştırmalara konu başlıklarıyla bir göz atalım:

Kilo verme
Kilo veriyorsunuz çünkü ‘yiyebilirsiniz’ listenizde neredeyse hiçbir şey yok
! Sonuç olarak, kilo kaybı kişinin yaktığından daha az kalori tüketmesine bağlıdır. Yağ ve kalori bakımından daha düşük diyetler kilo verdirebilir. Alkali bir diyet düşük kalorili olma eğilimindedir, bu nedenle insanların kilo vermesine yardımcı olabilir ancak bazı besin eksikliklerini de beraberinde getirir yani sağlıklı bir kilo verme olmaz.

Böbrek sağlığının iyileştirilmesi
İdrar pH’ını yükseltmek bazı kişilerin sağlığını iyileştirebilir.

2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki insanların tipik beslenme şekli çok asidiktir. Bu durum böbrekleri zorlayabilir. Böbrek hastalığı olan kişiler için daha düşük asitli bir diyet semptomları iyileştirebilir ve hatta hastalığın seyrini yavaşlatabilir.

Kronik böbrek hastalığı olan çoğu insan için belirli bir alkali diyet uygulamaya gerek yoktur. Bunun yerine süt, et ve peynir gibi proteinleri azaltmak yardımcı olabilir.

Kanseri önleme

Alkali diyet pazarlamacıları, kanserin asidik ortamda geliştiğini, o yüzden alkali diyetin kanseri önlediğini iddia ederler. Kanser hücrelerinin asidik ortamda geliştiğini gösteren çalışmalar laboratuvar ortamında yapılmıştır. Ancak kapsamlı araştırmalarda kanserle asit ortam arasında hiç bir ilişki bulunamadı.

2019’da International Journal of Cancer’da yayınlanan bir ön çalışmada, alkali diyetlerin hormon reseptörü negatif meme kanserine karşı koruyucu bir faydası olabileceği tespit edildi, ancak araştırmaların çoğu sonuçsuz kaldı. Bununla birlikte, çoğu sonuç, meme kanseri riskini azaltabilecek bir diyet önlemine işaret ediyor: bu diyet, daha az et ve daha fazla meyve ve sebze yemek.

Kanser kuruluşları, insan vücut kimyası söz konusu olduğunda, gıdaların asitliği ve alkaliliğinin önemli olmadığını söyleyerek kanser ve alkali diyet hakkındaki iddiaları desteklememektedir. Bunun yerine, bol miktarda meyve, sebze ve tam tahıl içeren büyük ölçüde bitki bazlı bir diyetin (alkalilik konusunda endişelenmeden) kanser ve kronik hastalık riskinizi azaltmaya yardımcı olabilecek, sağlıklı bir yaklaşım olduğunu söylüyor.

Kalp hastalığının tedavisi veya önlenmesi
Alkali bir diyet doğal olarak büyüme hormonu seviyelerini yükseltebilir, ancak araştırma ön ve kesin değildir. Araştırmalar, büyüme hormonunun vücut kompozisyonunu desteklediğini ve kalp hastalığı risk faktörlerini azalttığını ortaya koymaktadır.

Alkali diyetler ayrıca yağ ve kalori bakımından düşük olma eğilimindedir, doğal olarak sağlıklı bir vücut ağırlığını teşvik eder ve kalp hastalığı risk faktörlerini azaltır. Ayrıca kırmızı ve işlenmiş etleri azaltarak veya ortadan kaldırarak kalp hastalığına katkıda bulunan önemli bir faktörü diyetten çıkarırlar.

Büyüme hormonu seviyelerinin iyileştirilmesi
Daha iyi kalp sağlığı, daha yüksek büyüme hormonu seviyelerine sahip olmanın potansiyel faydalarından sadece biridir. Büyüme hormonu seviyelerinin iyileştirilmesi, özellikle hafıza ve biliş olmak üzere daha iyi beyin işleyişini de teşvik edebilir.

Bazı kanıtlar büyüme hormonunun genel yaşam kalitesini artırdığını göstermektedir.

Bununla birlikte, alkali diyet ile büyüme hormonu seviyelerindeki artışı ilişkilendiren kanıtlar zayıftır. Bazı çalışmalar, bikarbonat gibi belirli takviyelerle yüksek derecede asidik bir ortamın düzeltilmesinin alkaliliği artırabileceğini göstermiştir. Acak bu, alkali bir diyetin benzer faydaları olduğu anlamına gelmez.

Osteoporozun önlenmesi
Osteoporoz, özellikle yaşlılarda ve kadınlarda kemik kırıkları için önemli bir risk faktörüdür. Bu diyetin bazı savunucuları, idrarla kaybedilen kalsiyum miktarını azalttığını ve bunun osteoporoz riskini düşürdüğünü söylemektedir. Ancak bu iddiayı destekleyen hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.

SONUÇ:

Gerçek şu ki, yediklerimizin tüm vücut pH’ımızı değiştirebileceğine dair önemli bir kanıt yok ve bunu yapmak da istemiyoruz. Çünkü vücudumuzun pH değerindeki küçük değişiklikler bile yaşamı tehdit ediyor. Yani alkali diyet saçmalıklar listesinin başında geliyor!