Yeni bir araştırmaya göre, sadece 8 kg kadar kilo vermek, tip 2 diyabetli hastalarda karaciğer yağlanmasını (%81 azalma), insülin direncini ve yüksek kan şekerini belirgin şekilde düzeltebiliyor. Bu çalışma, karaciğerde biriken yağın, diyabet yönetiminde sanıldığından daha önemli bir rol oynayabileceğini ortaya koyuyor.
Tip 2 Diyabet ve Karaciğer Yağlanması: Neden Bu Kadar Önemli?
Karaciğer yağlanması (non-alkolik hepatik steatoz), tip 2 diyabetli bireylerde sıkça görülür ve insülinin karaciğerde düzgün çalışmasını engelleyerek kan şekerinin yüksek seyretmesine neden olur.
Önceki araştırmalar, kilo vermenin diyabet kontrolünü iyileştirdiğini göstermişti. Ancak karaciğer yağlanmasının diyabet üzerindeki spesifik etkisi tam olarak bilinmiyordu. Bu araştırma, kilo kaybının özellikle karaciğerdeki yağlanmayı azaltarak insülin direncini nasıl tersine çevirdiğini ortaya koydu.
🔬 Araştırmanın Bulguları: Kilo Kaybı Diyabeti Nasıl Etkiledi?
📌 Kimler Katıldı?
- 8 obez tip 2 diyabet hastası (47 yaş ortalama)
- 10 sağlıklı kontrol grubu (30 yaş ortalama)
📌 Deney Nasıl Yapıldı?
- Katılımcılar hipokalorik, düşük yağlı bir diyetle (günlük %3 yağ içeren) beslendi.
- 1H Manyetik Rezonans Spektroskopisi (MRS) ile karaciğer yağlanması ve kas içi yağ depoları ölçüldü.
- Hiperglisemik-euglisemik klemp testi ile insülin duyarlılığı analiz edildi.
📌 Kilo Kaybından Önce Diyabet Hastalarında Durum Nasıldı?
- Karaciğer yağlanması (IHL) sağlıklı bireylere göre 20 kat fazlaydı (%12,2 vs. %0,6).
- Kas içi yağlanma (IMCL) %70 daha yüksekti.
- Kan şekeri ortalama 8.8 mmol/L (159 mg/dL) seviyesindeydi.
📌 Kilo Kaybı Sonrası Ne Değişti?
✅ Ortalama 8 kg kilo kaybı ile:
- Karaciğer yağlanması %81 azaldı.
- Açlık kan şekeri 8.8’den 6.4 mmol/L’ye düştü. (Açlık kan şekeri için normal aralık genellikle 3.9 – 5.6 mmol/L arasındadır)
- İnsülin duyarlılığı arttı, karaciğer glikoz üretimi düştü (%29’dan %99’a iyileşme).
- Ancak kas içi yağlanma (IMCL) değişmedi.
Bu sonuçlar, karaciğer yağlanmasının diyabet yönetiminde sanılandan çok daha büyük bir rol oynadığını ve hafif bir kilo kaybının bile karaciğer sağlığını hızla düzelterek kan şekerini kontrol altına alabildiğini gösterdi.
1. Kilo Kaybı Nasıl Sağlandı?
- Diyet Türü:
- Hipokalorik, çok düşük yağlı diyet uygulandı (%3 yağ).
- Yaklaşık 1.200 kcal/gün içeren bir diyet formülü (Medibase II) kullanıldı.
- Diyet; %50 karbonhidrat, %43 protein, %3 yağ ve 12 g lif içeriyordu.
- Çiğ sebze ve meyve ile desteklendi.
- Süreç:
- Diyabet hastaları, normoglisemiye (normal kan şekeri seviyesine) ulaşana kadar bu diyeti sürdürdü (3-12 hafta).
- Daha sonra 4 hafta boyunca normal isokalorik (kalori dengeli) bir diyete geçildi.
- Ağırlık Kaybı:
- Ortalama 8 kg (başlangıç kilosunun %8’i) kaybedildi (3.3 – 16 kg arasında değişen kilo kayıpları gözlendi).
✅ Günlük Hayata Uygulanabilir Öneriler
Bu çalışmadan çıkarılabilecek en önemli pratik öneriler şunlardır:
✔ Hedefiniz büyük kilo kayıpları değil, küçük değişiklikler olsun. Yalnızca %8’lik bir kilo kaybı bile diyabeti yönetmek için büyük fark yaratabilir.
✔ Karaciğer yağlanmasını önlemek için sağlıklı yağları tercih edin. Trans yağlar ve işlenmiş gıdalardan kaçının.
✔ İşlenmiş karbonhidratlardan kaçının. Şekerli içecekler, beyaz ekmek ve hazır gıdalar yerine tam tahılları ve lifli gıdaları tercih edin.
✔ Protein ağırlıklı ve düşük yağlı bir diyet uygulayın. Çalışmadaki diyetin %43’ü proteinden oluşuyordu.
✔ Fiziksel aktiviteyi artırın. Günlük kısa yürüyüşler bile insülin duyarlılığını artırabilir.
SONUÇ:
Bu çalışma, diyabetin yalnızca kan şekerine odaklanarak yönetilmesinin eksik bir yaklaşım olabileceğini gösteriyor. Karaciğer yağlanmasını azaltmaya yönelik stratejiler, diyabet tedavisinde çok daha fazla önem kazanabilir. Bu nedenle hastalar, yalnızca ilaçlara güvenmek yerine, beslenme ve yaşam tarzlarını da ciddi şekilde gözden geçirmelidir.